Vaiz Van Gogh ve Yıldızlı Gece

SELAHATTİN YILDIZ Vaiz Van Gogh ve Yıldızlı Gece

SELAHATTİN YILDIZ
Vaiz Van Gogh ve Yıldızlı Gece
 
Vincent Van Gogh
 
Merhaba Beyler bayanlar. Ve hatta çocukluk yapıp merdivenden kayanlar. Dersimiz Van Gogh ama ne burası okul, ne ben öğretmen ne de siz öğrencisiniz. Hadi biraz sohbet edelim isterseniz. Ne demiş eskiler leyleğin ömrü laklakla geçermiş. Sayın ki biz de konup göçen bir leyleğiz.
 
Ervah-ı ezelden milyonlarca yıl sonraydı nitekim. Babası din adamı olan Van Gogh babasının etkisiyle din adamı olmaya karar verir. Ancak konuşma becerisi olmadığı için vaizlik görevi vermezler. Papazoviçler Van Gogh’a oğlum bi yürü git senden vaiz olmaz bizi uğraştırma gibi lakırdılar eder. En azından ben öyle dediklerini sanıyorum. Hatta şimdi karar verdim kesin öyle demişlerdir. Ne kadar kararlı bir insan olduğumu da burada belirtmek isterim.
 
Şimdi gelelim fasulyenin faydalarına. Neyse fasulyeyi seven var sevmeyen var biz konuya dönelim. Van Gogh kararında ısrarcı ve kimsenin gitmek istemediği yere vaiz olarak gönderin beni der. Gerekirse şarka gönderin der. Sonunda uzak bir yere vaiz olarak gönderilir. 27 yaşına kadar vaizlik yapar. Bir gün din adamları teftiş için gelir ve Van Gogh’u baraka gibi bir evde görürler. Din adamlarının daha düzgün ve saygın bir evde oturması gerektiğini söylerler. O da görevlilere işiniz gücünüz şekil yapmak sizin olayınız ne manastır şaklabanları der. İnanmayan olabilir ben oradaydım. Şaka bir yana bakın burası çok önemli. Çokomelli demiyorum çok önemli diyorum iyi dinleyin. Vaiz Van Gogh “insanlarla aynı hayatı paylaştığımızı göstermezsek onlara sözlerimizin bir tesiri olmaz” der. Ne söz ama değil mi? Bunu bizim hocalardan da duymak isteriz. Ama bu bakış açısı din adamları heyetinin hoşuna gitmez ve Vaiz Van Gogh din adamlığı görevinden alınır.
 
Adamı resmen ezim ezim eziyorlar görüyorsunuz değil mi. Bu arada aramızda kalsın Van Gogh Halfetilidir. Bunu benden başka bilen yok ve bu bilgi de benim size kıyağım olsun. Neyse konuya dönelim. Bir dönem ortadan kaybolur. O dönemde benim yanıma geldi. Selocuğum kaç yıllık dostuz biraz yanında kalabilir miyim dedi. Ben de tabi ki kalamazsın dedim. Bildiğiniz dost kazığı attım. Kardeşi Teo’yu aradım gel şunu al babanın yanına götür dedim.
 
Vincent’i babasının isteği üzerine kardeşi Teo alır ve babasının yanına getirir. 27 yaşında çizimlere başlar. Bir gün kuzeni ziyaretine gelir ve bir müddet yanında kalır. Inının ınının Ali desitero durumları başlar. Van Gogh kuzeninden etkilenmiştir ve onu etkilemek için çok uğraşmıştır. Ancak bunu farkeden kuzeni ondan etkilenmez ve uzaklaşarak babasının yanına gider. Bence kızın elektrik kabloları kopukmuş. Van Gogh gibi bi adam reddedilir mi. Resmen bir aşkı mundar etmiş kuzen kız. Van Gogh bu olaydan çok etkilenir. Adam boşuna kulağını kesmemiş beyler bayanlar. Eski kulağı kesiklerin en meşhurudur O. Düşünün 37 yaşında ölmüş bu ressam resme 27 yaşında başlamıştır. Hayatı hep fakirlik ve hüzünlerle dolu olan Van Gogh yaşadığı sürede yaptığı 900 kadar eserden sadece “kırmızı üzüm bağları” adlı tablosunu satabilmiştir.
 
Kırmızı üzüm bağları
 
Angara’nın bağları bu olay üzerine yazılmış bir oyun havasıdır. Şaka yaptığımı zannedenler çok haklı olabilir. Neyse tablodan gelen parayı da harcamaya zamanı olmaz. Kardeşi Teo’nun yardımlarıyla geçimini sağlar. Renkleri hep “İlahi sanatının gösterilmesi için kullandığı” bir ressam ile ilgili söylediği sözde gizlidir. Onun resimlerinde hep bir canlılık vardır. Baktığınız her şey yaşayan bir kesit gibi görünür size. Yaptığı resimler sanat camiasında pek kıymet görmez. Hatta bir defasında o dönenim ünlü ressamlardan biri onun resimlerine baktığında bu resimleri sanki bir deli yapmış der. Deli etmeyin lan adamı siz sanattan ne anlarsın oğlum der. Demiş midir acaba demediyse de ben diyorum itiraz eden varsa gitsin araştırsın. Van Gogh psikolojik problemler yaşar ve insanların ona deli demesiyle kendi de buna inanarak akıl hastanesine yatmaya karar verir. O müthiş yıldızlı gece tablosunu tımarhanede yapar.
 
Yıldızlı gece
 
Van Gogh - Yıldızlı GeceBu eseriyle sanatta asrın müceddidi olur. Sanatta müceddit olunur mu? Ben dedim oldu. Son resmimi yaptıktan sonra koltuğunun altından kendini vurarak intihar eder ama ölmez. Hasta yatağında ölmeyi bile başaramadım diye kardeşine mektup yazar ama iki gün sonra ölür. Bir insan neden koltuğunun altından intihar etmek ister ki. Bence ölmek istemedi sadece kuzen kız acı çeksin diye yaptı. Ama bu ölümüne mal oldu. Herkes bir yorum yapmış ben de böyle yorum yapayım. “Hayatımda istediğim tek şey resimlerimden birinin beğenilip satın alınmasıdır” der. Şimdi ise resimleri milyon dolarlar ediyor. Hayatın cilvesi şu ki, Van Gogh’u beğenmeyen ressamların çoğunun adı bilinmiyor. Bu da size kapak olsun adı bilinmeyen şeyler.
 
Vaizlikten akıl hastanesine oradan da hayatının son anlarına kadar günde iki resim yapacak kadar sanata âşık bir adam. Ölmeden önce kardeşi Teo’ya yazdığı mektupta şöyle der “Hayat devam ettikçe hüzün hep varolacak” Ben Van Gogh’u ünlü olduğu için değil etkileyici bir yaşam hikâyesi olduğu için seviyorum. Zira o yaşadığında zaten ünlü değildi. Vaiz olarak başladığı yaşam serüvenini inançsız bir şekilde tamamladı. Hayatta keşkelere yer yok maalesef.
 
Yazıma son verirken yıldızlı gece tablosuyla ilgili bir link bırakıyorum buraya. Ne denli müthiş olduğunu göreceksiniz. Biz yedik Allah artırsın sofrayı kuran kaldırsın. Hadi sağlıcakla kalın.
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir