Kedi Eti 7’mi?

SATILMIŞ ÜMİT ÇETİNKAYA Kedi Eti 7’mi?

SATILMIŞ ÜMİT ÇETİNKAYA
Kedi Eti 7’mi?
 
Benimle tanışmak isteyen kediler ve köpeklerle iyi anlaştığımız doğrudur. Daha önce “Bir Kedi Hikâyesi” başlıklı yazımızı hatırlayanlarımız vardır, diye düşünüyorum.
 
İlkokul zamanlarımızda yaz tatilimizin çoğu bölümünü Ovacık’ın Sülük Köyü’ndeki Dereköyüm’de geçirir ve inanılmaz keyif aldığımı söylemek isterim sevgili dostlar. O güzel temiz havada, doğal bir orman köyünde yazları geçirmek, bizim beden sağlığımız açısından, doğa sevgisi ve hayranlığı kazanmamız için bulunmaz bir fırsattı.
 
Tabii köyde hep bir telaş vardır. Erkekler tarla sürme, ekme ve biçme gibi işlerin peşinde koşarken; kadınlarsa bağ, bahçe, ekmek, yemek ve temizlik derdinde dört dönerlerdi.
 
Babaannemin küçük civcivlerimizi, evimizin bir nevi bekçisi köpeğimizi ve ev kedimizi nasıl özenle ve sevgiyle beslediğine şahidimdir.
 
Evet, bir kedimiz vardı. Bizler sofra başına oturduğumuzda sofraya katılmak için ne dümenler çevirdiğini şaka yollu anlatabilirim. Tabi, kedi de olsa sırasını beklemeliydi.
 
Babaannem yaşlanınca köyde pek kalamadı ve şehirde yine beraberdik. O dönem üniversitede olmalıyım. Onun da çok sevdiği bir muhabbet kuşumuz vardı. Lakin sarı kuşumuz, bir gün bizi bırakıp özgürlüğüne koşmuş olmalı ki güzel kuşumuzdan ayrılmak mecburiyetinde kaldık. Babaannemin de, ailemin de ne kadar üzüldüğünü hala unutmuş değilim.
 
Şimdi çalıştığım yerde ve oturduğum sitenin içinde de kediler ve köpekler yaygın şekilde dolaşıyorlar. Hele o beyaz-sarı karışımlı renkli olgun köpeğimizin sabahları yaptığı o reveranslar yok mu, insanı mutlu etmeye yetiyor da artıyor. Biliyorum, o beni çok iyi anlıyor ve bir parça yiyecek için bile olsa mutluğuma ve güne pozitif başlamama vesile oluyor.
 
Geçenlerde birkaç gün bayağı kar yağmış ve soğuk olmuştu. Bir yerlerden, apartmanın içinden geldiğini keşfettiğim acı bir kedi sesiyle irkildim. Gittim dış kapımı açtım. Baktım şirin bir kedi kapıma kadar gelmiş. Hemen durumunu fark ettim ve bir parça yiyecek ve bir miktar suyla onu ödüllendirdim. Küçük kaptan öyle bir su içişi vardı ki sanki teşekkür eder gibiydi. Onu çok sevmiştim. Hatta evin içine girmek ister gibiydi. Lakin yakın zamanda memleketime gitmem gerektiği için onu evime alamazdım. İnternetten gördüğüm kedilerin anlaşılmaz ve tuhaf hallerine alışabilir miydim onu da bilmiyorum inanın. Ama sevimli oldukları yadsınamaz bir gerçek kedilerin.
 
Yalnız o sevimli kediyi bir gün sonra tekrar gördüm ve nereden geldiğini bu kez keşfettim. Evet, “miyav, miyav” sesleri bir yukarı kattan geliyordu. Belli ki üst katlarda kedimizin zaten bir sahibi vardı.
 
O sevimli kediyi bir daha hiç görmedim. Acaba “Kedi eti yemiş miydi?” Doğruyu söylemek gerekirse: “Daha önce hiç et yiyen bir kedi” bile görmemiştim.
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir