Kartalların Dansı

SABRİ ERİK
Kartalların Dansı
 
Zamanın imbiğinden damıtılıp, günümüze gelen halk dansı.
Ve dansın öteki zirvesidir tiyatro.
Özü halk dansıdır. Mahalde yaşanmışlığın müzikalidir.
Oyuncunun ritmidir müzik eşliğindeki raks.
Yöresinin özetidir oyunun bütünü.
Kutsal dansın ibadete dönüştüğü oyun mabedinde.
Kartal oyunu, bu tanımlamanın en anlamlısıdır.
 
***
 
Çalan davul, üflenen zurna, zor hayatın orkestrasıdır.
Kutsal Mezopotamya ovasında zaferin ve paylaşımın ritmidir davul ve zurnanın sesi.
Doğanın en gürültülü senfonisinde, Yokluğun tanımıdır benzeşinin saldırısı.
 
***
 
Korkunç bir metafordur, oyunda taklit edilen kartal.
Yalnızlığın mavisinde, kanatlarında gökyüzünün rüzgârı.
Dişlerinin arasında bir koyun, ziyafetin hayalidir kursağında.
Tedirgindir avını yere bıraktığında.
Sağı solu gözetir. Kanatları açık, döner avının etrafında.
Sıçrar da sıçrar çömelmiş duruşuyla, sallanan mendiliyle.
Kanatlarında ipeğin beyazı, yele(k)lerinde siyahın meltemi,
Saldırır beş harami kartal. Ortalık, çığlık çığlığa.
Avı getiren şaşırır. Geri çekilir ilk anda.
Korkar. Sonra, O da başlar ava saldırmaya.
 
Tek başına koyunu yemenin kavgasıdır tüm oyun.
Paylaşım kaçınılmazdır.
Birlikte havaya kaldırılır paylaşılan koyun ve son bulur oyun.
 
***
 
Kendi sularında yalnız başına hükümrandır. Kulları yoktur,
Efsunlu kayalardan, zümrüdi ovalara pike dalar.
Kendi doğasına dönüşünde, hakkını kapmıştır kartal.
Yarattığı değeri paylaşması zaruridir.
Yoksulluğun emeğe saldırısının, acımasız oyunudur son tango.
Paylaşıma direnenin mağlubiyetidir tüm figürler.
 
***
 
Oyun, sert coğrafyada yaşanmışlığın atmosferi, gökyüzünün gölgesidir.
Taklit eden kartaldır. Oyuncunun hüneri, kendi tekrarına secdedir.
Meydanda sergilenen oyun, coğrafyasındaki yokluğun öyküsüdür.
Koyundan pay kapma mücadelesi, doğa sofrasının herkese yetmezliğinin özetidir.
Ve insanımın ritüelidir kartal. Kökündeki medeniyetin sembolüdür çift başlısı.
 
***
 
İlk uçuşta sıkça dönerek yükselir kartal. Coğrafyamın kara meşe ormanlarından, arşa yükselen dağ yamaçlarındadır ülkesi. Yuvası kaya girintilerindedir. Ulaşılmazdır. Aşkı ve sadakati bilir. Tek eşlidir kartal. Ölümüne sever. Yaşamı boyunca eş değiştirmez. Yurtseverdir. Her yıl aynı yuvayı kullanır.
 
***
 
Kartalın yeniden doğuş hikâyesi mutlaka hatırlanmalıdır.
Hz. Süleyman’ı sırtında uçurdu mu bilmem ama
 
”Kartal kuş türleri içinde en uzun yaşayanıdır. 70 yıla kadar yaşayan kartallar vardır. Ancak bu yaşa ulaşmak için 40 yaşlarındayken
çok ciddi ve zor bir kararı vermek zorundadır. Kartalın yaşı 40’a dayandığında pençeleri sertleşir esnekliğini yitirir ve bu nedenle de beslenmesini sağladığı avlarını kavrayıp tutamaz duruma gelir. Gagası uzar ve göğsüne doğru kıvrılır. Kanatları yaşlanır ve ağırlaşır. Tüyleri kartlaşır ve kalınlaşır. Artık kartalın uçması iyice zorlaşmıştır. 
 
Dolayısıyla kartalın burada iki seçimden birisini yapması gerekir. Ya ölümü seçecektir ya da yeniden doğuşun acılı ve zorlu sürecini göğüsleyecektir. Bu yeniden doğuş süreci 150 gün kadar sürecektir. Bu yönde karar verirse kartal bir dağın tepesine uçar ve orada bir kaya duvarda artık uçmasına gerek olmayan bir yerde yuvasında kalır.
 
Bu uygun yeri bulduktan sonra kartal gagasını sert bir şekilde kayaya vurmaya başlar. En sonunda kartalın gagası yerinden sökülür ve düşer. Kartal bir süre yeni gagasının çıkmasını bekler. Gagası çıktıktan sonra bu yeni gaga ile pençelerini yerinden söker çıkarır.
 
Yeni pençeleri çıkınca kartal bu kez eski kartlaşmış tüylerini yolmaya başlar. 5 ay sonra kartal kendisine 20 veya daha uzun süreli bir yaşam bağışlayan meşhur yeniden doğuş uçuşunu yapmaya hazır duruma gelir.”
 
***
 
16 nisan 2009
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir