Sınır Hastalıkları -1-

SATILMIŞ ÜMİT ÇETİNKAYA Sınır Hastalıkları -1-

SATILMIŞ ÜMİT ÇETİNKAYA
Sınır Hastalıkları -1-
 
Sinirli biri misiniz? Ya da söyle sorayım: “Sınırlı biri misiniz?” “Ya Ümit Hocam şimdi ikisini nasıl karıştırıp soruyorsun?” diyenlerinizi duyar gibiyim.
 
Genele bakıldığında dünya toplumu olarak ortalamanın üzerinde bir asabiyete sahip olduğumuzu kimse inkâr etmeyecektir. Buna “küresel öfke” diyebiliyorum aklıma gelen ilk tabirle. Peki, küresel öfke neleri kapsıyor. Tek kelimeyle: “Gazze” demem başka söze hacet bırakmayacaktır.
 
Toplumsal sınırları kim belirliyor da bu tür “yerinden etmeler, iltica edip sınırları aşma çabaları, inanan insanları kitle imha silahlarını kullanarak kitlesel olarak yurdundan ihraç edebilmeler” şeklinde tabir edilebilecek şaşırtıcı olaylar yaşanıyor global dünyamızda.
 
Acaba bunun psikolojik ya da bireysel bir altyapısı ve backgroundu olabilir mi? Var mı sizce böyle şey? Bu sınırları kişisele ya da bireysele dayandırabilir miyiz? Kişisel alanımız gerçekten var mıdır?
 
“Öncelikle kişisel alanın ne olduğunu tanımlamakta fayda var. Kişisel alan; kişilerarası ilişkilerin coğrafi boyutu yani yüz yüze etkileşim içindeki insanların birbirlerinden uzaklıkları ve birbirlerine göre konumları olarak tanımlanabilir. Hepimizde hatta hayvanlarda bile belirgin bir şekilde karşımıza çıkan kişisel alan, yaşamsal süreç içerisinde önemli işlevlere sahiptir. Kişisel alanın dokunma, koklama, görme ve işitme gibi duyusal süreçlere bağlı olması nedeniyle iletişim işlevi gördüğünü söyleyebiliriz. Bunun yanında çevreden gelebilecek saldırgan davranışlara karşı kendimizi koruma işlevi gördüğünü söylemek çok da şaşırtıcı olmayacaktır.
Kişisel alan üzerinde çalışan araştırmacı Edward Hall, kişiler arası mesafeleri dört sınıfa ayırarak açıklamalar getirmiştir. Hall’a göre 0-45cm’ye kadar olan mesafe “yakın ilişki” mesafesidir. Bu mesafede şiddetli duygular, diğerinin kokusunu ve ısısını hissetmek ve fısıltıların duyulması mümkündür.  45cm-125cm arası ise “kişisel mesafe” olarak tanımlanır. Bu mesafe iyi arkadaşlık ilişkilerinin dâhil olduğu mesafedir. 125cm-370cm arası ise “sosyal mesafe” olarak tanımlanır. Bu durumda ise daha çok birbirine yabancı olan insanların iletişimi söz konusudur. Okulunuzun kafeteryasında kasada sizden para alan kişi ile olan iletişiminiz sosyal mesafeye dâhildir. Son olarak ise “kamusal mesafe” 370cm’nin ötesini belirtmektedir. Bu mesafeye bir seminer ya da miting alanında konuşan kişi ile olan mesafeniz örnek verilebilir.”
 
İki alıntı paragrafla açıklayabildim umarım sevgili dostlar bu kişisel alan tabirini. Çoğumuz şöyle açıp dünya haritasına baktığımızda; ülkemiz haricindeki coğrafyada, yani sınırlarımız ötesinde, bir kargaşa ve karmaşa olduğunu görmemesi için hiçbir sebep yok. Bunu basit harita ve coğrafya bilgisi olan bir çocuk bile çok rahat görebilir düşüncesindeyim.
 
Kişilerin yani şahısların da kişisel alanları olduğu gibi toplumların ve devletlerin de bir nevi yakın, kişisel, sosyal ve kamusal mesafelerinin olduğunu da söyleyebiliriz. Küresel düzeyde sinirli olanların sınırları kontrol etmekte hünerleri var. Ülkemizse bu konuda ve konumda öfkesine hâkim oluyor.
 
Yani sevgili dostlar, “sınırlarımız” la “sinirlerimiz” arasında bir şekilde ve birçok yönden bağlantı var: Bunu bilmeliyiz!
 
Sınır Hastalıkları -2- yazımızda görüşmek üzere…
 
__________________________________
Alıntı: https://duetpsikoloji.com/kisisel-alan-nedir/
 

 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir