Ne Yazık ki Alıştık

SERAP GÜNER Ne Yazık ki Alıştık

SERAP GÜNER
Ne Yazık ki Alıştık
 
Yangın nerede başladı biliyor musunuz? Kalplerimizde. Evet biz sevgiyi, sevmeyi unuttuk. Ölümler, her gün katliam ve yüzlerce ölü… Bir ölüme, üzülemeden, bir diğeri geldi, bir acıyı hazmedemeden yeni acılar.
 
Üzülmeyi bile hazmedemedik, ölümlere alıştık, açlıktan sefil olanlara alıştık, küfre alıştık, kavgaya alıştık. Yolsuzluklar normalleşti. Alıştık, çocuklarımız sınavdan sınava koşarken sınavlara alıştık, torpillere sustuk. Alıştık, saldırmaya alıştık, kavga gürültüye alıştık, daha nelere nelere alıştık. Alışmak en acısı biliyor musunuz? Alışanın canı yanmamaya başlar ve bir süre sonra en iyi insan bile can yakmaya alışır.
 
Biz dostlukları, sevgiyi öldürmeye de alıştık, güvenmemeye alıştık, birbirimizi kırmaya, yargılamaya, aşağılamaya, sürekli eleştirmeye de alıştık. Alıştıkça bir yarış başladı, “Ben” yarışı… “Biz” olmayı unuttuk, oysa güçlü olan Biz’dir. Böylece biz yarışmaya, kıskanmaya, dedikodu yapmaya alıştık. Gemisini kurtaran kaptan oldu.
 
Biz gizlemeye başladık duygularımızı, kabuğumuza çekildik. Çünkü saldırmayan, iyi kalan, ezilmeye mahkumdu kapitalizmin yarışçı yalanlarında. Her şey bizim olsundu, çok, daha çok, hep daha fazla, rahatlık güzeldi çünkü. Parası olan rahattı. Nasılsa mutsuzduk hepimiz, biz mutsuzluğa alıştık. Dedim ya en kötüsü alışmak, düşüncesizlik, patavatsızlık, densizlik, saldırı, kendini eleştirmeden, yalnızca başkalarına bakma, konfor alanından asla çıkmama, bencillik, mitomani narsizm…
 
Ah, biz nelere nelere alıştık, sömürülmeye, sömürmeye, yalandan sevmeye, seviyormuş gibi yapmaya, insanların her yönüyle alay etmeye maalesef alıştık.
 
Ne yazık ki alıştık.
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir