Bir Buluta Asılıp Dağlar Üstünde

SEVDA RALE ARMAĞAN Bir Buluta Asılıp Dağlar Üstünde

SEVDA RALE ARMAĞAN
Bir Buluta Asılıp Dağlar Üstünde
 
Geceyi ezen sis aralığında gülümsüyordun
Sessiz bir şafağa dönüşmeni beklesem de
Çingenelerin esmer ayaklarından sıyrılmıyor
Şehrin asfaltlarını içine çekiyordun
Biraz öfkeyle biraz zevkine öyle sersemce
Bahtım…
 
Oysa ne çok isterdim seninle barışık ve sarmaşık bir halde
Çardağa kapanıp dizelerin arasına yatmayı
Issız ve sakin uzakların gölgesinde daima
Derken akasya kokulu rüzgârı üstümde hissetmeyi
Hem bir buluta asılıp dağlar üstünde seninle erimeyi
Bahtım… 
 
Şehrin ışıkları geç sönüyor belkim
Çiçeklerin ise solmak için acelesi varmış gibi
Gökyüzü hâlâ parlament mavisi, göz açtırmam diyor
Günüm seni ne çok mırıldanarak bitiyor
Ömrüm senden soyunup, bir zemzemle 
Kendini tazeleyerek kalkmak isterse ya
Bahtım…
 
Yıkılıp dökülesice biriktirilmiş düşlerim
Misal, muradın kıyısından denizlere hafif hafif 
Kanatlanmaya kalmadı ya mecalim
Gözyaşı yüklü bir kaba benzedi ya yüreğim
Hançeremize takılıp batmaz yine de dualar
Bahtım…
 
Tanıdık rüyalarım, az nefti az gri renkleri
Gizi kalıyor geleceğe derince hem keskin
Ağır gecelerin hüznü mü çalınıyor yine 
“Ah salomi”
Yükseliyor yine duman duman yalnızlık
Kınından ayrılan tek şarkılar değil ki
Bahtım…
 
Haybeye vuran umutların imdadına
Koşmayacak kaburgası çürükler, bekleme  
Gökkuşağı nişangaha payanda hayınların üstüne
Şaşıracaksın ama, tüm nuruna rağmen
Bir yargıç da seni çağırıyor
Bahtım…
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir