Nuh mu Hulusi mi

SELAHATTİN YILDIZ Nuh mu Hulusi mi

SELAHATTİN YILDIZ
Nuh mu Hulusi mi
 
Kitabi bilgiler ışığında kavimlerin yaşadığı olayları hikâye anlatımında okuyoruz. İyilerle kötüler hep vardı. Genlerin birbirini takip etmesiyle kötüler ve iyiler birçok kez birleşti.
 
İyilerden kötüler kötülerden iyiler doğmaya başladı. Hatta iki kötüden bir iyi, iki iyiden bir kötü doğmaya da devam etti. Dünya bu biyolojik sarmalın içinde çoğalmaya başladı.
 
Kader nedir. Mesela gen önemli bir kaderdir. Değiştiremezsiniz. Kader konusu en karışık olanı. Ama bence İslam alimleri (tabi kaldıysa) biyologlarla oturup bu konuyu eni konu tartışmalı. Coğrafya kaderdir, gen de kaderdir.
 
Tarihsel süreçte insanlar kendilerine doğru bildikleri tarafı yan edindiler. Kim kimin yanında. Kim niye kimin yanında? Son zamanlarda “fıtrat” kelimesi siyaset ağzıyla fazlaca kirlendi. İhmalleri fıtrata bağlama kolaycılığı diyelim biz ona. Neden bu açıklamayı yaptım çünkü fıtrat kelimesi çok yıprandı. Biraz şefkate ihtiyacı var bu sıralar. Evet sevin fıtratınızı. Coğrafya, gen, fıtrat. Müthiş üçlü. İleri üçlü. Forvet. Kaleci. Gol atan, gol yiyen. Kazanan kaybeden. Hepsi içinde. Üçü bir arada… Herkes üçlüsünün analizini iyi yapsın. Coğrafya, gen, fıtrat.
 
Bakın benim akademik kariyerin yok ama bugün bu sorunun cevabı acilen verilmeli. Üçlü konsorsiyum. Bir tarih ve coğrafyacı, bir ruh bilimcisi bir de gen bilimcisi. Oturmalı masaya ve bu soruya cevap aramalı.
 
Nuh’un kıssasını bilirsiniz. İnsanlık tarihinin hangi bölümüne denk geliyor bilmiyoruz. Her cinsten dişili erkekli biniyor gemiye. Geride kalanlar alaycı bakışlarla baktı gemiye. Fıtrat ve gen diziliminin hasar alması sonucuyla yeni bir serüven başladı kitabi bilgilere göre.
 
Nuh mu Hulusi mi
 
Geçenlerde bir telefon geldi. Baktım bizim Cüneyt. Kardeşim uygunsan görüşelim dedi. Buluştuk. Çay faslıyla birlikte hoşbeşten sonra konu biraz derinleşti. Yukarıda yazdığım konulara girdik çıktık. Bir daha girdik baktık çıkamayacağız öyle kalsın dedik. Cüneyt yukarıdaki karikatürden bahsetti. Bende bu sohbetten bir makale çıkar o karikatürü bana gönder dedim. Bulup göndermiş sağolsun.
 
Evet şimdi ortada bir gemi yok ama Nuh gemiyi getirseydi önümüze acaba kaçımız binmek isterdik. Hayalen bir gemi var aslında ortada. Kendimize bir soralım o gemiye kimler binebilir. Acaba Nuh’un gemisini mi yoksa Hulusi abinin gemisini mi tercih ederdik. Coğrafya, gen ve fıtrat bizi hangi gemiye yönlendirir.
 
Nuh mu Hulusi mi

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir