Ey Örtüsüne Bürünüp Yatan Şehir

İSMAİL OKUTAN Ey Örtüsüne Bürünüp Yatan Şehir

İSMAİL OKUTAN
Ey Örtüsüne Bürünüp Yatan Şehir
 
Düşünürken üşüyorum, titriyor zihinim
Kalbim sevgi büyüsüne uğramış
Ölümcül bir sefer başlatılmış ruhuma
Sara nöbetine uğramış şehir
 
Ey örtüsüne bürünüp yatan şehir ben neredeyim
Nereye uçup gitti ruhum ey uykucu şehir
Ölüm korkusu ile uzamış ıssız ve ölgün sokaklarda
Ruhumu bulurum önce ölmüş sevdaların içinde
Ölü sevdaların ruhunu bulurum içimde
 
Sabah olunca kendimi aramaya çıkarım
Annemin masum bakışları takip eder beni köşe başlarında
Ve gülücükleri büyükannemin, tutmuş sokağın başını
Hayatta olmasa da hayatta tutuyor beni ruhu annemin
Terkedilmiş bir sokağın sonunda bulurum ölmüş umudumu
 
Akşam olunca çırpılmalı yorgunluğum
Sofra bezi ile balkondan
Üstüme örtülmeli sükûnet yine yün yorgan ile
Uzanıyor elleri babamın ekmek ve makarna dolu poşetten
 
Kenti tutarım eteklerinden sevdadan çıkmasın
Köyün içimi ısıtan sıcacık döşüne koşarım
Koşarım yaylaların soğuk düşüne
Elleri ve ayakları taşmasın örtüden dışarıya
Başı çıkmasın kimsenin kapıdan dışarıya
 
Yağmur yıkasın yüreğini şehrin
Elini yüzünü sokakların iyice oyup
Temizlesin yağmur zamanı karanlık urlardan
Arındırsın içimi bu habis şüpheden
 
Umudum sarardı hüzün rüzgârlarından
Ruhum öldü sonra
Alıp başımı yorganımın içine
Düştüm uzak düşlerden kalbimin içime
 
Yolum düşer ölü kentler mezarlığına
Bürünüp ruhuma sonra
Tekrar dönerim yatağıma
Ey örtüsüne bürünüp yatan şehir
Ey üzerine ölü toprağı serpilmiş şehir
Ne vakit uykundan uyanıp
Ruhuna dönersin bilmem
Ne vakit döner yatağına
Kendini dağlara vurmuş ırmaklar
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir