Gelirsem Bir Gün Sana

SÜNDÜS ARSLAN AKÇA Gelirsem Bir Gün Sana

SÜNDÜS ARSLAN AKÇA
Gelirsem Bir Gün Sana
 
Gelirsem bir gün sana, yarım yamalak düşlerim içinde. Bütün incinmişliğimi, kederimi yanıma alarak… Efkârın ruhuma bıraktığı sessizliğimle geleceğim.
                                     
Kıyıya vuruşların senfonisinde seni dinleyeceğim. Kendi sükûtumun vuruşu kalacak yüreğimde. Bir taşın üzerinde oturup ömür defterimden sayfalar bırakacağım akışına. Her bir sayfam alabora olacak sende. Islanacak akışında kelimeler, heceler, sesler… Birbirine karışacak tümceler. Boş sayfa kalacak suyun yüzünde. Dağılacak sessizce. Elimde kalan boşlardan uçak yapacağım kendime. Belki yüzdürmek için kayık. Hani çocukluğumda oynadığım gibi. Boş sayfalarım arasında sıfırlamak zamanı ve çocukluğumdan dönmek yaşama. Tutmak kıyısından, dokunmak sularına korkmadan, endişe duymadan.
 
Gelirsem bir gün sana, seninle durulayacağım gamzeme düşmüş tuzsu yangılarımı. Paylaşamadıklarımı, haykıramadıklarımı, ağız dolusu suskunluklarımı… Yankılanan sessizliğim göğsüme göğsüme vuracak. Belki derinden yaralayacak. Ve ben her derin yaradan çoğalacağım.  Gözlerimden siyahi bulutlar yükselecek gökyüzüne. Kümelenen bulutlardan yağacağım. Sağanak inişlerimle seni coşturacağım, hırçın dalgalar bırakacağım sana. Alıp götüreceksin dağların eteğine vura vura. Suyuna karışan yüreğimi yora yora.
 
Gelirsem bir gün sana, şakaklarımda açan beyaz gelincik çiçekleri ile. Kıyına oturacak gücü bulabilir miyim kendimde bilmiyorum. Elimde kalan kağıttan kayığımla, suyuna saldığım hatıralarımla. Dinler misin beni nice zaman sonra? Sen derinden, ben içimden hasbıhal etsek. Suskunluğumun dili olur musun?
 
Yorgun ayaklarımı soğuk sularına bıraktım. Sen aktın, ben baktım. Elimdeki kayığı bıraktım.  Sırtımda bir kuş hafifliği şimdi. Dudak kıvrımında hafif bir tebessüm. Şimdi gitmek zamanı. Akışına bıraktım senden kalanımı. Tek gerçeğimi, bütün yalanımı.
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir