Kaderin Hıçkırıkları Yanarken İçimde

NECATİ SARICA Kaderin Hıçkırıkları Yanarken İçimde

NECATİ SARICA
Kaderin Hıçkırıkları Yanarken İçimde
 
Kalabalığın buğusuyla kaçarken yalnız yürüdüğüm sokaklardan
gizlenmek için yüzümden aynaları korkutan
dilimde bir heves artığı kalemlere tutunan
ve ben köpeklerin sökülen dişleriyle kendimi yürüyorum
kan içinde acısını taşıyan
ve ben
alnımın şafağında secde benzeri izler taşıyan
kan içinde
hıçkırıklar yanarken içimde
güvercinlerin gizlice kanat vurdukları kalbimde kalan ne varsa
 
Ne var ki bunda dedikleri bir hayatın gelip geçişiyle
kemiklerimden sıyrılan bir cinnetin anatomisinde
kaderin hıçkırıklarıyla toprağın tozu olduğum
ve toprağa düşen bir kan sancısıyla yorulduğum
içimde kanadığım her yerden hayatın en acısına savrulduğum
alnımda bir yazısı var diye hiçbir soru soramadığım
 
Bir aşk
bir dert
yarası var konuştuklarımı kızıl kana bulayan
kan içinde, hıçkırıklar yanarken içimde
kendi yansımasıyla kavrulan bir adamın konuştuklarıyla
sesi yok kelimelerin seçtiği yolda
 
Uçarken vurulmuş kuşların kanadığından dökülen
kan içinde
kaderin hıçkırıkları yanarken içimde
kalbimde kalan ne varsa
nasıl bir soluksuzluk içinde
üşüdüğümü bile bilemediğim bir yalnızlık içinde
bekliyorum, haydi gel artık desinler diye
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir