Şair misin Diye Soranlara Gülümsüyorum

NECATİ SARICA
Şair misin Diye Soranlara Gülümsüyorum
 
Öfke ve kriz
bir cinnetin anatomisinde burun deliklerimi dolduran
rüya gibi bir şiir
şiir gibi bir rüya
ve geniz yakan bir duman
ölüm ya da her neyse
kalbim onyedi yaşında kulak verip duyduklarıyla
alnımda sıcak fikirler
gülleri de çoktur
kalemin sütüyle sarhoş ettiğim kelimelerim
gökyüzünden indirdiği ay ışığından
usul usul taşar gibi
karpuz kapıları kadar güzeldik hepimiz
insan manzaralarımız kırılana kadar kaçarcasına koştuğumuz
münzevi ve mahrem olana kadar
dudaklarımız sürgün pazarında
sonuna kadar koşan atların peşine düşeceğimiz güne kadar sürgün
bir tutam bulut ve öylesine sıcak fikirler alnımızda eriyor
alnımızda alevler
kaçarken yakalanan
yakalandıkça kaçan
masadan kalkarken bir küfür gibi
son bir oyunu geride bırakıp kaçana kadar
sigaradan çekilen ateşli bir duman gibi kaderimiz ciğerlerimizde inliyor
sanki İncil karakterleri indirilmiş de şiirimize
biraz utangaç biraz kaçak divaneler gibi
suçlayan yüzlerden kitaplara sığındığımız
susuşumuzu özlediğimiz konuştukça
kadife ten üstüne çizdiğimiz aşk resimlerimizi özlediğimiz
ağzımda hep elma tadı ve hep bana yasak bağların uzaklarımda bozuluşu
aşk ve susamak
insan acıları altında çağlayan ırmakları emer gibi emdiğim acıları
dudaklarım köle pazarlarında
çatısına kadar cennet resimleri çizdiğim duvarların dibindeyim
hep kerpiç evler ortasında büyüyen bir çocukluğun onyedi yaşında
ey dudaklarından emdiğim hayat
şizofreni yükselsin ve yücelsin şizofreni
şimdilerde güvercinler hep neşideler
şair misin diye sorduklarında sadece gülümsediğim neşideler
mavi göller yeşil denizler gibi gülümsediğim
şiiri de çağlayan aşk ve benim aşka susamışlığım
çete kurar gibi dip bir deniz dilinde
serkeş ağaçların dallarından vişnelerin şarabı
yağmur gibi bağışlanıp da derdimi bilemediğim
bana gelene kadar beklendiğim yağmurlar gibi
söndürülmüş ateşler
içimdeki çocuk solana kadar tam onyedi yaşıma
tüm ince hesapların inceldikçe kopmaya yüz tuttuğu
kerpiç evlerin ortasına dönüyorum
yağmur gibi geliyorum
kemiklerimi kazıyan bir kezzaba yaslanmış ve gülümsüyorum
şair misin diye soranlara
gülümsüyorum.
 

 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir