İSMAİL OKUTAN 
 Bir İp Saldım İçime
 Zindanda bir aşk hükümlüsü Yusuf
 Zindanda değil aşka tutsaktır Yusuf
 Yusuf’un şavkı vurdu zindana
 Aydınlattı kör mahzenleri
 Aşkın ışığı ile aydınlandı zindan
 Yusuf bir kez girdi içime
 Vermeyecektim onu kimselere
 Fakat aldı kervan onu elimden
 Rüyanın içinde rüyaydı Yusuf
 Çölün ortasında doğdu bir aşk çiçeği
 Züleyha’nın gönlüne düşen aydınlıktı bu aşk
 Züleyha ile Yusuf’un yazgısı bu aşktı
 Kölelikten krallığa yükselten bu aşk
 Aşkın gözlerinde bir Yusuf güzeli
 Züleyha’nın yüreğinde bu aşktı Yusuf
 Gözlerinde Yusuf’un gözleri
 Dipsiz kuyulardan çıkarılan bu aşk
 Çöllerden, kumlardan yürüyerek çıkan
 Sarayı mesken tutan bu aşk
 Saraylarda büyütülen bu aşk
 İçimde bir masal uyuyor, ben gecenin kıyısındayım
 Göğe sürgün edildiğim zamanlarda, birçok kitap ve birçok ruh
 İçimde bir kuyu, kuyunun içinde Yusuf
 Yusuf Yakup’un mu Züleyha’nın mı
 Kuyuda kim var, kuyuya atılan kim
 Yusuf mu, kardeşleri mi, Yakup mu, Züleyha mı
 Yusuf da kuyu da benim içimde
 Zindana sürgün edildim, kral’ın tacı başımda
 Bir ip saldım içime, belki bir Yusuf çıkar
 Bir kova saldım içime, belki içinden bir hayat çıkar
 Bir gün ölüm saçılacak içime
 Sonunda özgürlüğe mühürlüdür zindan
 Yusuf’u iyi sakla ey zindan 
 İçinden yokluğu bitirecek bir aşk çıkar
 Zulmü öldüren bir kılıç çıkar
 Yusuf’un kokusunu getir yanıma ey rüzgâr!
 Belki içinden körelmiş gözlerin basireti
 Kilitlenmiş kalpleri açacak bir şifa çıkar
 Asanatlar "şiirden sinemaya"
Asanatlar "şiirden sinemaya" 

