CAFER TURAÇ 
 Amasya Mektupları 
 I.
 Nasıl tanınabilir yüzüm seninle
 böyle bırakıp gittin ya beni
 dalgın bir kuğuydum, oyalanmadın
 sesinin rengine hapsettin beni.
 ve şimdi bir büyük anısın sokaklarımda.
 Nasıl tanınabilir yüzüm seninle
 ıtır kokusu toprağındayım
 kapılara paslı kilit vurmuşlar
 sarıya boyamışlar evlerimizi
 sanki güvercinsin, kanadındayım.
 ve bir turuncu kandil kovalar beni
 Nasıl tanınabilir yüzüm seninle
 bir kış odasında vuruldum ağır
 bu yaralar şu kalbime musallat
 işte gidiyorum açıyor zakkum
 yüzüme baktıkça çağırıyorum seni
 II.
 Her şey seninle şimdi, masum ve dilsiz
 öyle çıkıyoruz yukarılara
 ağzın ötelerin şelâlesidir         
 saçlarına kar değmemiş daha ne?
 ellerinden tutayım bırakma beni.
 sesin okunuyor su çırpıntısından
 Her şey seninle şimdi, karanlık kışla
 gömleğime değen berrak bir türkü
 al al götür beni akşamlarına
 gideceğim adres yeni değil ki
 oralarda selvi, bir kaç menekşe.
 ihanet sıçrıyor ak gerdanından
 Her şey dağılıyor, seninle şimdi       
 ah! künhüne vardığım sırlarım bitti
 yüzünle sınandım, senin yüzünle
 yalnız tasan kaldı bana, hafifliğinden
 bir su kenarında akan gözlerim
 ayrılık topluyor dudaklarından.
 III.
 Derler ki imlâsı kırık kaderin
 içinden geçermiş Ferhat’ın kahrı
 ya ben sana nasıl gelirim Şirin
 bulutun içinden rüzgar sesinden
 ya ben sana nasıl gelirim Ferhat
 kalbimdeki ırmak sakinliğinden
 derler ki goncası açmaz bir aşkın
 kapıları örtük olurmuş he mi?
 mermere yazılan harfler kaybolur
 yağmur düşer sızlanırmış karanfil
 ben böyle bekliyorum yollar, gülüm
 imlâsı kırık kalbimle seni.
Asanatlar "şiirden sinemaya" 
