HAYRETTİN TAYLAN 
 Ankara Aşka Karaymış
 gönlüme sözsüz ağıtmış, sözüme lal kitapmış ankara
 söz göbeğimi çatlatan damlaların adıymış ankara
 biten aşkın hem karası, hem bitmez yarasıymış ankara
 tek denizi, onun nazlı ve nemli gözleriymiş ankara
 yok oluşun sonundaki yokuştan yokluğuna yuvarlandığım yârmış ankara
 var edenin hoşluğunu gördüğüm, o’na döndüğüm, ondan döndüğüm şehirmiş ankara
  
 2…
 uzun yol ve vadesi kısa hatanın sırrındayım
 can kuşun uçuyor yüreğimde
 aşk gülün yeşeriyor bahtımda
 elemlerin enlemleri arasında mey içiyorum saki gözlerinde
 emellerin telmih atlasında leyla’nın nemli sözlerindeyim
 düşünen ve sessizce seni düşleyen evrenler var
 an/kara
 el’aziz
 bu aşk şehri de seni de beni de aştı şehrinaz
 3…
 son saklının ilelebet aynasında seni göremeyen ben’ler var
 bulmak mabedim, mahvoluşum
 sevmek, hem ilacım, hem hastalığım
 görmemiş, yaşamamış, sevmemiş gibi imtihanım
 sırrı içimde yeşeren zamanın duruşu
 kendime gömdüğüm, kendimden sakladığımsın
 hacı bayram’ın d’okuduğu gönül iklimisin
 bense asırlardır aşk sırlarımla mumyalı arap babayım
 an’kara
 el’aziz
 bu aşkın membasında menkıbeler akar
 bu senli düşlerin enleminde çok “ben” saati okunur
 an’karayı bir sen geçiyor duran saatimde şehrinaz
 Asanatlar "şiirden sinemaya"
Asanatlar "şiirden sinemaya" 

