NİLÜFER ZONTUL AKTAŞ
Uyanıp Büyüyecek Zaman
Ve bir ırmak dolanır boynuma Nil'den
Çağıltısı boğulmaktan öte
Açar dolaşıkları saçlarımdan
Bir yazgı dedikleri
Dökülür sonra telleri tek tek
Bir ilmek sıkışır bir tığın boynunda
Örülmek adına
Yağmura eş sözcükler dökmeyi
Biliyordu gözlerim
Onlar gibi metrelerce ötelerden gelen
Acıtmadan düşen yanak kıvrımlarında
Sesine değmeden
Duyduklarım da vardı
Sesini duyarken değemediklerim de
Yaprağa şarkı söylüyordu şimdi rüzgâr
Döküldükçe acımasın canı diye
Güz masalı uzun olurdu kırılgan bedenine
Acıları silen toprağın kibarlığını da öğrendim
Kaç mezarlık ziyareti yaptın desem yargılamış olurum
Ben bırakırken tohumlarımı
Gördüm o şefkati
Toprağın onları ayırt etmeden gönlüne serişinden
Ve topuklarımın içine incinmeden gömülüşünden
Uyusun da büyüsün ninnisinde her çocuk
Kapatırken dünyaya gözlerini
Sessiz bir şiirin eteklerinde oynaşır gönlüm
Uyanıp büyüyecek zaman
…