NECATİ SARICA
Psikoz Güzelliğinde
Kader kırılır mı demeyin
ben kaderin kırıldığı anın en onulmaz yerindeyim
şimdi ben hüzün ve bela içinde
ben her an bir psikoz güzelliğindeyim
Yüce dağlar başında deli karlar gibi ben erirken
ben kendime dağların ötesinden gelirken
İçimde dağlar dolusu canımın çiçekleri açarken ben
her yeni günde benliğimin kuyusuna düşerken
Benliğim her yeni güne çıldırmış başlarken
yaşlı ve yorgun aynalarda ben kendime bakarken
Ben aklımın ayak basamadığı yerlerdeyim
şimdi ben hüzün ve bela içinde
ben her an bir psikoz güzelliğindeyim
Şimdi ben
esiri olduğum kurgunun muğlaklıkları arasında
kaybolurken
Avuçlarımdan dökülen denizler beni boğarken
Kapıları intiharlar zorlayan sefer sayısız trenlerde ölüm
beni seferden sefere son istasyonda bile sınarken
Ölüm gelmeden daha ben ölümü yudum yudum içerken
içtikçe ölümü kana kana, taşlı dikenli yollara düşerken
Ben aklımın ayak basamadığı yerlerdeyim
şimdi ben hüzün ve bela içinde
ben her an bir psikoz güzelliğindeyim
Şu akreplerin dini imanı toprağın altındadır dedikleri yerdeyim
dudaklarımda binlerce akrep kalıntısıyla
sanki cihan yanacaktı dudaklarım bir konuşursa
sanki cihan yanacaktı dudaklarım dudaklarına dokunursa
işte ben bu yüzden esmerim ve ateşli silahlar gibiyim
Ben aklımın ayak basamadığı yerlerdeyim
şimdi ben hüzün ve bela içinde
ben her an bir psikoz güzelliğindeyim
Gizemli bir şeylerin eşiğinden geçişimi anlatmak için denediğim
şizofren duyarlılıklarla
kaldırımların kenarında açan çiçeklerin kaderiyle
Şizofren kanatlarıyla kuşların getirdiği yolculuklarda
her gün aklı geride bırakan bir seferdeyim
ben aklımın ayak basamadığı yerlerde
şimdi ben hüzün ve bela içinde
ben her an bir psikoz güzelliğindeyim
Kendimle ben
kaderime yetişemediğim bu günlerde
uzayan uzayan ve hiç bitmeyen bir titremeyle
bir yaradan kara kirazların acı dolu sesiyle
gönlüm ince hırkalarda üşüsün diye
bütün acılarımın ilkyaz güzelliğinde
Ben aklımın ayak basamadığı yerlerdeyim
şimdi ben hüzün ve bela içinde
ben her an bir psikoz güzelliğindeyim