Okumayı Resmetmek

ELİF YAVAŞ
Okumayı Resmetmek
 
Okumayı resmetsek bir de. Sanatı da işin içine katıp renklendirsek okuma aşkımızı. Cumhuriyet Dönemi Türk Edebiyatı Hisarcılar Akımı’nın temsilcilerinden deneme yazarı Oyhan Hasan Bıldırki’nin ‘Sanata Sığınmak’ başlıklı deneme yazısındaki anlamlı bir paragraf takıldı kalemime.
 
“Her şeyin ilâcı, sanat. Çok defa hiç beklemeden, bir kitabın kapağını açmalıyız. Yazarı, çizeri, içindekileri derken, bakmışsınız; “yepyeni bir dünyanın ufukları”nda kulaç atıyorsunuz. Üstelik romanlarda, hikâyelerde, şiirlerde ve melodilerde, pay sahipleri için de nice gerçekler var. Gizlenmiş olanı ortaya çıkarmak, yanlışa, yanılmaya düşmeden “başarmak” değil midir? Hem bugün başarıya, dünden daha fazla muhtacız. Çünkü görüyorsunuz, ülkemiz yine kayıpları oynamakta. Her kurumda, her kuruluşta, yüce, kutsal bildiğimiz bütün yerlerde “çirkef kazanları” kaynatılıyor. O kazanlarda pişmemek için, hasret kaldığımız sanata kucak açmalı, ona yeniden, bütün içtenliğimizle sımsıkı sarılmalı, sığınmalıyız.”
 
Zamana sığınmamızı istemiş belki de yazarımız. Her şeyin ilâcı zaman derdik, yazarımız her şeyin ilâcı sanat diyerek odaklanmış. Okumayı sanatla resmetmek bile özgünlük katar ressamına.
 
Okumayı resimleyebilir misiniz bana? Bir şehri resmedercesine hayallerinize renk katabilir misiniz? Sanata sığınmalıyız ara sıra, insan nasıl ki aç ve susuz yaşayamazsa ilimsiz ve sanatsız da yaşaması zordur. İnsanlarla iletişim kurmayan ve konuşmayan asosyal bir çocuk bile zamanla kendi anadilini unutur. Dil nankördür ne de olsa. Nasıl ki yabancı dili kullanmıyor ve pratik yapmıyorsak, o ülkeye gidip oranın kültürünü ve insanlarını tanıyıp iletişim kurmuyorsak o dil ölüveriyor. Kendi dilimiz de gün gelir ölebilir.
 
Okumayı sanata döküp de resimleyebilsek… Sanatın bakışlarını hissedercesine okuma aşkıyla coşabilsek, sanata sığınıp insanları mutlu edebilsek bir de. Abidin Dino’nun resim sergisi ve sanatsal tablolarını anımsayanlarınız vardır. Türk şair ve yazarlarımızın arasında mükemmel bir ressam, mimar, heykeltıraş olan sanatçılarımız var. Bir tabloya dalınca sanki kendinizi geçekten doğanın içinde, üzüm tanelerinin salkımında, yağmur damlalarında, bir çiçeğin taç yapraklarında, ormanın derinliklerinde hissedebiliyorsanız; işte o tablo gerçek bir sanat eseridir. Sulu boya ve yağlı boya çalışmaları da insanı mest eder.
 
Okumayı resimleyebilmek, resim fırçaları arasında nakış tutabilmek, sanata sığınabilmek… Birçok canlı hayalle gelir kapınıza sanatın kolları. Bir gün hobiniz mesleğiniz olabilir. Sanat ve zanaat arasında sevgi dokur emekler. El emeği ve alın terinin nuru, ustaların düşleri ve sanatkârın sabrında alevlenir. Sanata sığınan güçlü bir yürek sizlerle olsun.
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir