SÜNDÜS ARSLAN AKÇA
Gökyüzünde Ağıttan Uçurtmalar
ne kolay tükendik öyle
kırarken iki lafın belini
sustukça yüklendim varı yoğu
şimdi saklı şehrin yabancı yüzüyüm
sırtımda düşlerim gidiyorum vakitlice
saklı olan kendime
güz kırgını umutlarım bu ara
eksik hikayeler deminde
unut gitsin ey can
unut gitsin
bu da geçer elbet
ömrüm bile
bir tabur asker
tutmuş şehrin sokaklarını
bir yol ki içten içe
dolanır gizimde
mezarlıklar suskun şehirler gibi
diriler ölüler ağıttan uçurtmalar gökyüzünde
geriye yanık sevgililer kalır
soğuk ellerinde gecenin
hadi dans ezgisi çal hayat
uydur kendine
uydur çünkü melal kırıntıları düşüyor payıma
uzun zamandır kendimde kayıbım
neresinden baksam eskimişlik
ve yenilmişlik susmayan sessizliğe
hadi bul beni
yorgun düşürdü bu bekleyiş beni diyorum
söyleyin
daha kaç cehennem düşeceğim
tutun ellerimden
götürün çocukluğumu sek sekli günlere
büyümek zor zeneat
gidiyor her gidenle bir yanım
taşımıyor düş kırıklarımı efkârım
tutun ellerimden
yoksa bu yorgunluk dibe vuracak bütün varımı yoğumu
adını bilmediğim şehirlerde