İSMAİL GİRAY
Elif Bağışla
her şey seninle başlar
…
ben sana varamadım
Elif bağışla
yolları göğün
karla kaplı
zırhlılarıyla kestiler
diz vurup gelemedim
Elif bağışla
ayaza tutulmuş ellerimi
çatlayan yerlerinden
sızan kanım ısıttı
buz tutmuş damlardan
geri döndü besmelem
eksik kaldı göğün
damarlarına duam
Elif bağışla
köpek seslerinin boğduğu
karla kaplı evrenimde
esirliğin korkusuyla tir tir titredim
taş duvarların kar altında kaybolduğu
dar sokaklardan geçemedim
çağdaş katillerin hırıltılarıyla kulağımda
kalakaldım gece yarılarında
Elif bağışla
gökyüzüne simsiyah
soba dumanı yükselen evlerin
buz sarkıtları altında
üşüdüm durdum saatlerce
bekleyiş bir dağ gibi çeliklendi önüme
güç yetirip aşamadım
Elif bağışla
çayımın buğusunda bir zehir gibi
karıştı kanıma esaret
attığım adıma yapışıp kaldı
toprağın altında buz tutmuş ölüler
niyetimi parçaladı
bulutların korkulu bakışları
bir çıkar yol bulamadım
Elif bağışla
avlularda horoz seslerini
susturan tilki izleri gibi
susturdu içimdeki umut seslerini
her gün biraz daha
kana bulanan gazete manşetleri
kirlettiler ömür defterimi
söz hakkı tanımadılar
neden diye soramadım
Elif bağışla
yollar kar
ufuklarsa karardı
gitgide kalınlaştı buz tabakaları
güneş bilmem ki neyin korkusuyla
geçip gidiyor buralardan
bulutlar ardına saklanarak
bir damla nasip etmiyor
donmuş çeşmeler bağrından
cevrini katlayan kış
yeni bir kışa gebe
bahar silindi takvimlerden
mutluluk vadeden yaz çiçekleri açmıyor artık
bir tükeniş mevsimine hapsoldum
Elif bağışla
kilitlenmiş dişlerimin arasından
bir söz edemedim sana
bir ölünün arkasından ağlar gibi
ağlayamadım
oysa umut bağladın bana
muştularla gönendin
bir diriyi bekler gibi bekledin
zaman bir puttu önümde
kıramadım
sana varamadım
Elif bağışla
Elif bağışla