Yeşil Kapılı Konak

İLKNUR İŞCAN KAYA Yeşil Kapılı Konak

İLKNUR İŞCAN KAYA
Yeşil Kapılı Konak
 
Huzur Mahallesi’nin yaşlı yeşil kapılı konağı
Konuk eder kapalı fincanları
Fi tarihinden beri…
 
Höpürdete höpürdete içilen hayatın
Panjurlarını kapattığının resmi…
Kırılmasın diye dantellere sarılan
Demode kristallerin dokunaklı resmi…
 
Kendini incitmekten çekinmeyen döşemelerin
Elinde mendili…
Sokağa dalar bazı… sallanmaz sandalyesi…
 
Kedi misafirler kasvete bürülü
Kapı önünde iç çeker…
Kanadı yolunmuş kuşlar yol çevirir mağrur…
Kader sığınağının kilitli kapısı…
 
Merdivenler çektiğinin bedelini ister
Canı sıkılan tek tek terk eder…
 
Derin çizgileri sayılır
Duyulur sesi ize hapsolanların
Keşkelerin…
 
Maviye boyalı kitaplar
Üşür eller ceplerinde
Bakışları keder saçar…
Niçinleri vardı oysa nedenlerinin…
 
Sarı kederleri tatmakta ısrarcı olmayabilirdi…
 
Yeşil bahçesinde az yokuşlu inişleri
Kimi anlayışsız çiçekleri…
Sorar kendine
Bilmeden bastığım yüce yürekli canlar
Affeder mi?
 
Salkımlarına saklanılan söğüt mahzun
Yüce çınar gövdeli sohbetler kesik
Kırılgan çekirdek yaprağı deniz
Dönüş yolu kaybolmuş sincapların…
 
Neyin kayıtsızlığında sarmaşık
Aradığı boş seda son deme kadar…
İnce ince etrafını kuşatır
Değen yanar…
 
Fikir sarmalı dağ delen güzel fistanlı
Tecrübe tokalı karpuz kolu pamuktan
Seçilemez ayakkabılı…
 
Kaçıncı sapak Huzur Mahallesi’ne çıkan?
 
Dünü, bugünü, yarını
Eklemeden derme çatma sığınağı
Sızan ışık taşır öbek öbek
Fosforlu karanfillere
Huzur iskelesinde… yaşanmışlığa…
 
Yeşil Kapılı Konak

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir