Hayat Okuryazarlığı

SATILMIŞ ÜMİT ÇETİNKAYA Hayat Okuryazarlığı

SATILMIŞ ÜMİT ÇETİNKAYA
Hayat Okuryazarlığı
 
Cem Yılmaz’ın stand-up yani otur-kalk gösterilerinde -bu tabir bana aittir- geçen bir replikle başlayalım bugünkü yazımıza: “Birinci sınıfı okuyup bırakacaksın!” Değil mi; Neden ikinci sınıf insan olalım ki?
 
Bu deyişi evirip çevirip, sağdan, soldan, önden, arkadan baktığımızda çok şey ifade ettiğini düşünüyorum. Espriye “okuma!” ve “yazma!” vurgularıyla da yaklaşmamız imkân dâhilinde efendim. Okur-yazar ağırlığında olanlarımız, neyi kastettiğimi zaten anlamışlardır.
 
Evet, okuryazarlık bir ağırlık gerektirir. Burada kitap obeziteliğinden bahsetmiyorum. “Her şeyin fazlası zarar, ortası yarar, azı ise karardır.” diyeceğim ama belki de bana kızanlarınız olacak. Ne de olsa “Eşek yüküyle kitap okumak” diye de bir deyimimiz var dostlar. Ekliyorum: “Eşekli kütüphanecimiz” bile var. Fakir Baykurt’un bu kitabını okurken sanki bir filmin içinde gibi hissediyorsunuz kendinizi.”
 
Gelelim, sonunda “okuryazarlık” teması olan alanlara:
İlk aklıma gelenler: “Medya Okuryazarlığı, Bilişim Okuryazarlığı, Finansal Okuryazarlık” mesela. Bulabildiklerimse şöyle eklenebilir: “Ağ Okuryazarlığı, Ahlak Okuryazarlığı, Amerikan Okuryazarlığı, Anayasa Okuryazarlığı, Bilgisayar Okuryazarlığı, Bilimsel Okuryazarlık, Coğrafya Okuryazarlığı, Çevre Okuryazarlığı, Çoklu Kültür Okuryazarlığı, Dans Okuryazarlığı, Dijital/Sayısal Okuryazarlık, Dünya Okuryazarlığı, E-Okuryazarlığı, Ekonomi Okuryazarlığı, Eleştirel Okuryazarlık, Enformasyon Teknolojisi Okuryazarlığı, Eskiçağ Okuryazarlığı, Gazete Okuryazarlığı, Görsel Okuryazarlık, Grafik Okuryazarlığı, İnternet Okuryazarlığı, Kültür Okuryazarlığı, Kütüphane Okuryazarlığı, Matematik Okuryazarlığı, Meslek Okuryazarlığı, Politika Okuryazarlığı, Sinema Okuryazarlığı, Tarım Okuryazarlığı, Tarih Okuryazarlığı, Teknoloji Okuryazarlığı, Televizyon Okuryazarlığı, Tüketici Okuryazarlığı, Yasa Okuryazarlığı, Yatırım Okuryazarlığı, Yurttaşlık Okuryazarlığı, Web Okuryazarlığı, vs.”
 
“Ne de çokmuş” diyenlerinizi duyar gibiyim. “Memlekette bu kadar okuryazar var mı acaba?” diye de sorabilirsiniz.
 
Hepimizin ortak görüşüdür belki: İnsan, aslında sadece okuma- yazmayı öğrenmekle de gerçekten okur-yazar olmayı garantilemiyor maalesef. Eskiler okul yüzü görmemiş, okul yolunun hep patikasından ilerlemiş olsa da, hayat okuryazarlığı onların çift şeritli otobanda ilerlediğini ispatlıyor.
 
Çünkü “En iyi öğretmen, hayattır”. Ve de: “Hayatı iyi okumak ve yaşam sınavında anladığımızı yazmak” bize çok büyük puanlar kazandıracaktır kanaatindeyim.
 
Yazımı bu hayatı iyi okuyup yazmış bir üstat olan Merhum Abdürrahim Karakoç’un “Akıl Karaya Vurdu” adlı kitabından “Biraz da Kitaplar Seni Okusun” başlıklı şiiriyle nihayetlendiriyorum:
 
Canlı bir kitapsın, yazarı Mevlâ/Açık dur, kitaplar seni okusun./Yüzünde şavklansın nazarı Mevlâ/Eğilsin mehtaplar seni okusun.
 
Kasırga ol, döne döne zikir et/Her nefese on bin misli şükür et/Şüphe burgacında Hakkı fikir et/Uyansın girdaplar seni okusun.
 
Erisin geceler gündüze gel ki/Kalmasın tek engel bir düze gel ki/Secdede Rabb’inle yüz yüze gel ki/Minberler, mihraplar seni okusun.
 
‘Ezel’in, ‘ebet’in şifresi sende/Menfinin, müspetin şifresi sende/Çözülsen de olur, çözülmesen de/Sorular, cevaplar seni okusun.
 
Aşktan, estetikten, ahenkten yana/Şiir, resim, müzik imrensin sana/Camiler, sebiller gelsin lisana/Hayırlar, sevaplar seni okusun.
 
Bedenin coğrafya, tarihtir dünün/Ayrı ayrı sayfa saatin, günün/Dört kapısı açık dursun gönlünün/Âlimler, erbablar seni okusun.
 
Nefret boşta kalsın, aşk ile dol da/Işık, kılavuz ol gittiğin yolda/Kurandan feyz alan bir mektup ol da/Yazdığın kitaplar seni okusun.
 
Bilmem anlatabildik mi? Hikâyeyi…
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir