Ahşabın Tok Sesi

LEYLA KARATAŞ
Ahşabın Tok Sesi
 
İçine sızı düşmüş kocaman sevdaların
kaynayan aşlar gibi belki daha da sıcak
ne dün bilinir artık ne bugün ne de yarın
insanlar öyle mutsuz dokunsan ağlayacak
 
Hayvanlar ıslak bakar ve yabancı yabancı
dolu vurmuş aniden umut meyvelerine
yürekteki bahçenin ağaçlarında sancı
yaraları sevdanın inmiş ta en derine
 
Ne mekân feryat eder ne zaman birden durur
keşmekeşlikte kalmış o ahşabın tok sesi
kedi yavrusu gibi sinmiş kendine huzur
kuşlar da iniltili, kayıp çocuk hevesi
 
Hiç bitmiyor ne yapsam içimin burukluğu
kitaplar yazsa bile o masum yitikleri
dinlediğim her şarkı sevgilinin yokluğu
karıştırdım iyice sonları ve ilkleri
 
Susar hasret, susar hak, titrerim yaprak yaprak
nereye kadar böyle nasıl yaşarım daha
çöker mi gök üstüme, alır mı beni toprak
ve kavuşmak kim bilir kaldı hangi sabaha
 
Direnir de tutunur tüm insanlar hayata
varoluşun o ince sızısına sarılır
hüznünü sevincini ömrüne kata kata
yine de bilinmez hiç, aşka nasıl varılır
 
Tutmalıydı öpülesi gülüşümü benim de
kırılıp da düşmeyen aşkın narin dalları
kokusu kalmalıydı sevgilinin tenimde
kar gizlice her bahar örterken sevdaları
 
Sensizliği saklıyor bıçak sırtında zaman
saklıyor aşkın izi düşmüş hatıralarda
toprak kokusu özgür saçlarımda savrulan
sokak lambalarının söndüğü sıralarda
 
O puslu akşamlarda kimseler bilmiyor ki
seni çağırdığımı haykıran düşlerimle
sen yokken gözyaşımı kimseler silmiyor ki
bekliyorum bak hala suskun gülüşlerimle
 
Kimseler görmüyor ki
kimsesiz gözlerimden sızan o ıssızlığı
böylesi öyle zor ki
baygın umutlarımda sevdamın yalnızlığı
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir