Başı Sağolsun
Şair ve Yazar
Seyyid Ahmet Kaya
Vefat Etti
Şanlıurfa’nın önemli değerlerinden, Harran dergisi kurucularından şair ve yazar Seyyid Ahmet Kaya vefat etti
Şair ve yazar Seyyid Ahmet Kaya 6 Eylül 2020 Pazar günü Ankara'da tedavi gördüğü hastanede vefat etti.
Türkiye Yazarlar Birliği üyesi de olan şair ve yazar Kaya için Birliğin Şanlıurfa Şubesi taziye mesajı yayımladı. Türkiye Yazarlar Birliği Şanlıurfa Şube Başkanı Mahmut Kaya mesajında "Değerli üyemiz şair yazar Ahmet Kaya vefat etmiştir. Allah rahmet eylesin mekânı cennet olsun inşallah. Ailesi ve dostlarına sabrı cemil dileriz" dedi.
Kaya için ayrıca sosyal medyada da çok sayıda taziye mesajı yayımlandı.
Şanlıurfa'nın önemli bir değeri olan Seyyid Ahmet Kaya için hemşerileri Şanlıurfa Gazeteciler Birliği Başkanı Veysel Polat, şair ve yazar Eyyüp Azlal, şair ve yazar Mehmet Kurtoğlu ve şair ve yazar Mehmet Oymak da taziye mesajı yayınladılar.
Seyyid Ahmet Kaya; 1966’da Şanlıurfa Bozova ilçesine bağlı Zivanlı köyünde doğdu. 1969 yılında Şanlıurfa’ya yerleşti. Yazar, ilk ve orta öğrenimini Şanlıurfa’da yaptı. Başladığı Yüksek öğrenimini Anadolu Üniversitesi İşletme Fakültesi’nin ikinci sınıfında iken bıraktı.
1986 yılında Şanlıurfa Belediyesi’ne girdi. Bu kurumda çeşitli görevlerde bulunduktan sonra 1999 yılında Basın ve Yayın Danışmanlığına getirildi; bu görevini bir süre sürdürdü. Şanlıurfa Belediyesi “Büyükşehir” Bültenini çıkardı.
Harran dergisinin 25. sayısından itibaren (1986) yayın editörlüğünü üstlendi. Bir süre de Yazgı dergisinin editörlüğünü yaptı. Türkçe şiirleri Harran, Anzılha, Yaz-gı, Düş Çınarı, Yedi İklim, Seyir, Ay Vakti dergilerinde, Kürtçe şiirleri ise Nubihar dergisinde yayınlandı. Çeşitli konulardaki yazı ve makaleleri, Akit gazetesi ve yöresel olarak yayınlanan GAP Gündemi gazetesinde yayınlandı.
Eserleri
Şiir
Ölümü Seven İbrahim Bey (1991)
Bir Dosta Mektup (2005)
Aşk Divanı (2013, Kürtçe-Türkçe)
Antoloji
Cumhuriyet Dönemi Urfa Şairleri (1998)
Deneme
Şehrin Makamı İbrahim ve Urfa (2012)
Bir Seyyid Ahmet Kaya şiiri:
SEYYİD AHMET KAYA
Kışkırtma Nöbeti
Deli/kanlı bir ıslık bırakıyorum
sabahın en toy yerine
çarşılar damarlarını saklıyor
ıslığımın kışkırtan tonundan
korku
göz kapaklarını kapatıyor
ölüm
kol geziyor dört bir yandan
Yaşamak
şefkatten kanatlarını çekiyor
doğan her günün üzerinden
korku ve ölüm
ekmeğe katık
gırtlağımızda duruyor öylece
kimse ismini taşımıyor yanında
sesler bir fısıltı gibi değiyor birbirine
kelimeler çekiniyor lügatlerden çıkmaya
hançeremde buğulanıyor dua
ve ben ölümün adını
her gün, her an
borç diye taşıyorum cüzdanımda
Neden karıncaları ayaklandırmıyor çarşılar
neden sesler sessiz kalıyor dağarcığında
başım bulutların üzerinde
ve ben
bazı günler haytanın biri oluyorum
bu yüzden kirletiyor denizi ayaklarım…
Oysa benim işim
insanların hizasına yazılmak
ateşlerine çomak sokmak:
uyanın! ey rüyalarında yaşayanlar
bakın gök kubbe çatırdıyor
altımızdan kayıyor yeryüzü
sis ve duman sarmış her tarafı
hayat acı oklarını saplıyor böğrümüze
artık çıkmak gerek çarşılara.
korkmadan
usanmadan kutsal bir savaş bilerek hayatı…