Gayri Resmi Talih

SELAHATTİN YILDIZ Gayri Resmi Talih

SELAHATTİN YILDIZ
Gayri Resmi Talih
 
1
Hipodromda atların çıkış öğütleriydik toprağa basarken
Bereket yerine hırsın dişleri bilendi bahis kapılarında
Ayağı kırılan atlar hemen düşermiş gözden
Oysa sırttaki nasırların bir kıymeti olmalıydı
Bugünü kazmak yerine
Yarına ilmek atanları
Mecnunlukla suçluyordu günübirlik dilenciler
Her şeyin farkında olarak
Görmezden gelmeyi başardığımda
Piramitlere taş taşıyan kölelerin
Azat vesikalarını kalpleriyle yırttığını farkettim
 
2
Övünç yarışında
Birinci olmamız öğütlendiği günden beri
Tanışlarımızı karşıt bilip çelme takmakla geçti zaman
Mağlup at tavlaya geri döndüğünde
Arpasız gecelerde bekletilip
Yediği kırbaçların sadece bir kırbaç olmadığını sezdim
Bu topraklara kin atını sürdüğünden beri unutulmuştu merhamet
Garip ki aynı kaderi paylaştığımız bu coğrafyada
Yanıbaşımızdaki çınar yerine
Yaban kavaklarına kurulmuş hamakları
Yaylak belledik kendimize
 
3
Kadın doğsa fahişe olacak adamlarla tanıştı dünya
Sürekli yalancı fatihaları bir uçurtma gibi tutuyorlardı dillerinde
Kimileri de İncil ve Tevrat’tan pasajlar okuyordu
Bir şehvet arzusunda şeytanın dürttüğü saatlere aldansaydık
Birkaç parayla satın alırdık onurlarını
Onlar ki, bütün suçları hak adına işlediğini söyleyen
İftiracı haydutlardı sadece
Ve benim ülkemde adımlarının aynı olduğunu iddia edenler
Kıyasıya kavga ediyordu meydanlarda
Bazı adamların kalplerine kan yerine kin pompalandığını
Yaralarımızdan vurulduğumuz zamanlarda öğrendik
 
4
Sırası gelen kamuflaj giyip nöbete çıkıyordu ülkemde
Canını ileri atanlar şehit
Geri dönenler ya toprağı sürüyor ya da memleketi soyuyordu
Bazıları da memleket soyulurken
Soyunan bir kadını
Şehvetle izler gibi izliyordu
Gayrimeşru çocuğun getirdiği sütten
Payına bir damla düşer diye
 
5
Daha küçüktüm
Ve birçok şeyi farkedecek yaşta değildim
Bana çakallığın
Bir maharet olduğunu söyledikleri gün
Elimin tersiyle ittim kaypaklıkları
Sattığım su soğuk olmalıydı
Çünkü helal lokma yemenin derdine düşmüştüm
Hastanede elini dudağına götüren o kızın
Sus ikazını gördüğümde anladım;
Patavatsızca yaşamanın da bir insan hakkı ihlali olduğunu
 
6
Neymiş efendim
Realite diye bir şey varmış
Ve onu kutsuyormuş çağdaşlarım
Realite diye süte kan doğranacak öyle mi
Görmezden gelmek gerekecekmiş
Karanlıkta bazı hilekârları
Arsızlığın adını özgüvene çıkaranlara
Yumuşak dikenler batıyormuş
Batsın ve acıtsın
Ben güneşte kavrulup terleyen adamlara sıcak su satmam
Çünkü helal lokma yemeye ant içmiştim okul sabahlarında
Dürüstlükte taslamam
Çünkü insan mutlak bir gün yanılır
O süte dudağımın değmediğine dair yemin edebilirim
Fakat gayrimeşru çocuklarla
Ayrıksı duvarlara taş yontmadım da diyemem
Beni ancak ben yargılayabilirim hakkıyla
Magna Carta’dan bugüne dek
Yazılmış tüm sözleşmeleri
Yok sayıyorsa asilzadeler
Realite dilenirken hakikat kapısında
Direnirken arsız sevince karşı keder
Mahkemeleri panayıra çevirenler hangi cüretle palyaçoluk isteyecek
Savcılardan hakimlerden
 
7
Vakanüvislerin ipini hangi cellat örecek
Bir kulaktan girip başka bir kulağa değmeden
Unutulacak mı gerçek
Bütün krallar maaşsız ve yalnız çürüyor mezarlarında
İsmi bilinmedik kahramanların göklerde uçtuğuna elbet şahidiz
Asırlar önce yürünmüş patikaları yol yapıyorsa devrin kurnazları
Ceddinin heybesini fare gibi kemirip yutuyorsa hazırcılar
Bellini freskleri sökülüp satılmışsa pazarda
Adı tarihçi olanlar resmi tarihe yorum bulayıp
Ekmeğine katık yapıyorsa vesikaları
Magma tabakasına gömülmüş gerçekleri
Hangi sondaj çıkartabilir
Hangi arkeolog
Hangi bilim kurulu
Hangi genetik uzman
 
8
Hesap durağında
Ayaktaki nasırlar göz kırptığında
Smokinli erkekler ve döpiyesli kadınlar
Ekmek için hırsızlık yapan çocuklardan
Ve çocuğu için kendini satan kadınlardan
Daha az mahcup olmayacak
Kilise, havra ve camide toplaşıp
Gözlerini kendi isteklerine dikenler
Emanete sahip çıkmayıp fırsatı ganimet bilenler
Dikilecekler hak için toprağa düşmüşlerin karşısına
 
Boyunlarında zincir
Ayaklarında pranga
Dillerinde itiraf…
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir