Çağın Çığlıkları

SELAHATTİN YILDIZ
Çağın Çığlıkları
 
Gözlerim derin bir kuyuya düşerken ıstırap günlerinde
Mavisi alınmış gökyüzünde kıvranır uçmadan düşen kuşlar
Kaypak gülüşler sözleşirken ecnebi mahallede
Matadorlar kanlı elleriyle dövüşür boğalarla
İşte ben, kaynayan bir volkan dibinde yıkarken ellerimi
Kuklaların böğürmesi altında inleyerek
Kopan tespih ipi gibi sızlanıyorum Hû diyen boncuklarla
 
Kalp içine girecek teni arıyor şu hengâmede
Sivrisinekler gireceği kulağı seçemiyor kaostan
Vay ki ben
Derimi seccade yapıp sersem
Derisi kefen olmuş şu çağın üstüne
Ah benim adımları paytak, bakışı esrik çağdaşlarım
Ne aslanın kükremesi ne çakalın titremesi
Sadece cılız bir ses yükseliyor
Üşüyorum
Korkuyorum
Ölüyorum
 
Bu asır ki
Büyük bir ceset gibi künyesiyle mezar taşında
Kurumuş hislerin tarlasında biçilirken gök kuşakları
Tufan gemisi yanaşmış ve kaçmakta yanılgılar, sövgüler
Ey Nuh
Yak gemiyi
Binecek kimse kalmadı burada
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir