SÜNDÜS ARSLAN AKÇA 
 Münzevi Gönlüm
 direnişin ayak sesleri gelir seferden
 sabrın incinen başını okşar ellerim
 uzun bir yol türküsü soluğu kesen
 sonrası kalkar halaya hüzün
 ve yüzüm düşer ayağa boylu boyunca
 yalnızlığım küser bana
 taş duvarların dökülmüş sıvasından
 göğsüme sızısı düşer hatıraların
 yaşmağın altından göz kırpan
 fanilik vurur kafama
 çatırdar bütün kemiklerim
 ah bir içim su kırgınlıklarım kalkın ayağa
 bir kıvılcım gerek gönül kafesime
 dokun çakmağa
 dolu dizgin yalnızlıklar peçesine bürünmüş
 suskun cümlelerin kırbası altında
 titriyor ruhun en girift köşesi
 Yâr aşkına
 acıtan gülüşler bakıyor resimler arasından
 dudaklarında eski şarkıdan notalar
 her biri yağıyor gündüzden evvel
 gecenin koynuna
 fitili tutuşturmak bir şiirin nefesinde
 uçuşan kelimeler arasında 
 gözyaşının tuzsu yangısından
 girsem hüznün dergahına
 uzat ellerini ey aşk
 vur tokmağa
 hangi sokak saklar şimdi
 duyguların ritim tutmaz sarhoşluğunu
 bir başıboşluk ruhumda
 zikzak çizen yol hikayeleri
 ve geçmişten zan izleri
 dudak büker bana
 sırrın kapısında münzevi gönlümün
 muhacir ellerine güller bıraktım
 suskunluğum, vur başıma şimdi
 kur yapmasın yüreğim şafağa
 Asanatlar "şiirden sinemaya"
Asanatlar "şiirden sinemaya" 

