SÜNDÜS ARSLAN AKÇA 
 Gökkuşağından Önce Buluttum 
 nedendir bilmem
 kırık nağmelerden kuşandığım
 yanılgıların arsızlığına bürünüşüm
 çekilesi değil artık ağrılarım
 hicran büyüsü mü yapıldı yoksa
 düşlerime
 zaman, yine hüzün mü dövüyor havanda  
 serseri sorular dönüp duruyor beynimde
 ve gözlerime düşen kabulleniş
 yaprak döküyor sokağıma
 ilmek ilmek kaçıyorum ömrümden
 dönüp
 ''bir çay daha'' diyor hayat
 senden sonrasına
 ve bin ‘’âh’’ doluyor bardağıma
 nedendir bilmem
 aşk sağanağı altında bu denli uzun kalışlarım
 bu denli ıslanışlarım
 zaman, yalnızlık mırıldanıyor kulağıma
 meczup ruhtan nağmeler düşer payıma
 yürek başlar ayine
 birazdan
 nedendir bilmem
 nisan yağmurlarından inciler dizişim
 sızladıkça gönül kafesinde hatıralar
 âh’a karıyorum kendimi
 yıldızlar ışıksız dolaşıp duruyor
 can çekişiyor izbe bir yörüngede
 kara çalıyor gözbebeklerim
 yaşanmışlıklara
 nedendir bilmem
 çocuk sadeliğinde
 gül kurusu düşler bırakmıştım kapına
 sen ki
her vuruşunda yüreğime
her vuruşunda yüreğime
 malum olurdu aptalı oynamak 
 bir yalana zoraki inandırmak kendini
 oysa
 bahardan kalan gülüşlerim vardı
 tebessüm kıyısında
 nedendir bilmem
 kimsesiz düşlerin sessiz gidişlerine sığınışım
 sözüm geçmez oldu yine
 hüzün giymiş gözlerime
 gökkuşağından öncesi buluttum
 yağdım 
 yağdım öylece
 bir yâr havası başladı rast makamından
 nedensiz halime
 ve bin ‘’âh’’ doluyor bardağıma
 bin âh…
 Asanatlar "şiirden sinemaya"
Asanatlar "şiirden sinemaya" 

