Behçet Necatigil Vefat Yıldönümünde Anılıyor

Behçet Necatigil Vefat Yıldönümünde AnılıyorŞair ve Yazar
Behçet Necatigil
Vefat Yıldönümünde
Anılıyor
 
Modern Türk şiirinin önde gelen, en özgün şairlerinden biri olan şair, yazar ve çevirmen Behçet Necatigil vefat yıldönümünde anılıyor
 
Usta şair, akciğer kanseri teşhisiyle yatırıldığı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesinde 13 Aralık 1979’da vefat etmiş ve Zincirlikuyu Mezarlığında toprağa verilmişti.
 
Behçet Necatigil Vefat Yıldönümünde AnılıyorBehçet Necatigil; 16 Nisan 1916’da İstanbul’da doğdu. 1943 yılına kadar Behçet Necati, Necati Gönül, 1943’ten sonra Behçet Necatigil imzasını kullandı. Necatigil soyadını almasında divan şairi Necati’ye hayranlığı ve babasına duyduğu saygı etkili oldu. Ayrıca Küçük Muharrir, Bedri Tezgit ve İzzet Geyve takma adlarıyla da yazdı. Gönül olan soyadını, 1951 yılında mahkeme kararıyla Necatigil olarak değiştirdi. Kastamonulu bir ailedendir. Babası Hacı Mehmet Necati Gönül, Kastamonu’da hafız olarak yetişip İstanbul’a giderek medresede okumuş; vaizlik müderrisliği, Singer müfettişliği, Beşiktaş ve Sarıyer müftülüğü görevlerinde bulunmuştu. Behçet Necatigil Vefat Yıldönümünde AnılıyorAnnesi Fatma Bedriye Hanım, Necatigil doğduktan iki yıl sonra öldü. Babasının ikinci evliliğinden Sıdıka Sebahat (1921) ile Ayşe Fehamet (1923) adlarında iki kız kardeşi dünyaya geldi.
 
1923 yılında başladığı Beşiktaş Cevri Usta İlkokulunda dört yıl okudu. Babası, işi gereği evini Kastamonu’ya taşıyınca ilkokulu Kastamonu Erkek Muallim Mektebinde (1927) tamamladı. Ancak aynı yıl tüberküloz hastalığına yakalandı ve iki yıl okula devam edemedi. 1930 yılında babası evini tekrar İstanbul’a taşıdı. Bu nedenle ortaokul ikinci sınıfa 1931 yılında Kabataş Lisesinde başladı. 1936 yılında Kabataş Lisesi Edebiyat Kolunu birincilikle bitirdi. Yüksek Öğretmen Okulu öğrencisi olarak girdiği İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünü 1940 yılında tamamladı. Fakülte yıllarında Almanca öğrendi. Behçet Necatigil Vefat Yıldönümünde AnılıyorAlmancasını ilerletmek için birkaç kez Almanya’ya gitti. Fakültede, tanınmış edebiyatçılardan Cahit Külebi, Mehmet Kaplan, Tahir Alangu, Ahmet Ateş, Fahir İz, Samim Kocagöz, Salah Birsel ve Sabahattin Kudret Aksal’la birlikte öğrenim gördü.
 
1940 yılında edebiyat öğretmeni olarak Kars Lisesine atandı. Bu şehrin sert ve soğuk iklimi nedeniyle hastalanınca Zonguldak Çelikel Lisesine nakledildi. Burada Rüştü Onur, Muzaffer Tayyip Uslu gibi şair ve yazarlarla tanıştı. Karaelmas dergisinde şiir ve yazıları yayımlanmaya başladı. Behçet Necatigil Vefat Yıldönümünde AnılıyorAncak Zonguldak’ın kirli ve nemli havası nedeniyle adenit tüberkülozu yeniden baş gösterince, tayinini istedi ve 1943 yılında İstanbul Pertevniyal Lisesi edebiyat öğretmenliğine atandı. Pertevniyal Lisesinde iki ay çalıştıktan sonra askere alındı. Askerlik görevini yedek subay olarak Ankara ve İstanbul’da (1943-45) tamamladıktan sonra, 1945 yılında Kabataş Lisesi edebiyat öğretmenliğine atandı. Aynı yıl ilk şiir kitabı Kapalı Çarşı yayımlandı. Öğretmenliğini sürdürürken İÜ Edebiyat Fakültesi Alman Filolojisi Bölümüne (1945) girdi. Buradaki öğrenimini iki yıl sonra modern Almanca sertifikası alarak yarıda bıraktı. Behçet Necatigil Vefat Yıldönümünde Anılıyor1948’de tanıştığı Huriye Korkut ile 1949’da evlendi. Bu evlilikten Selma (1951), Ayşe (Sarısayın, 1957) adlarında iki kız çocuğu dünyaya geldi.
 
Behçet Necatigil, sonraki yıllarda İstanbul’daki çeşitli ortaokul ve liselerde, 1960-72 yılları arasında İstanbul Çapa Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümünde edebiyat öğretmenliği yaparak 1972’de emekliye ayrıldı. Emekli olduktan sonra bir süre de İÜ İktisat Fakültesi Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Enstitüsü ile Yıldız Teknik Yüksek Okulunda görev yaptı.
 
Akciğer kanseri teşhisiyle yatırıldığı Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesinde 13 Aralık 1979’da vefat etti ve Zincirlikuyu Mezarlığında toprağa verildi.
 
Edebiyat Hayatı
 
Behçet Necatigil’in edebiyata ilgisi 1927 yılında Kastamonu’da ortaokul öğrencisi iken başladı. O yıl el yazısı ile Küçük Muharrir dergisini çıkardı. Böylece ilk okuyucuları arkadaşları ve akrabaları oldu. Türkçe öğretmeni şair Zeki Ömer Defne’den teşvik gördü. 1931-32’de Akşam gazetesinin çocuk sayfalarında yayımladığı şiir, fıkra ve hikâyelerde de Küçük Muharrir imzasını kullandı. İlk şiiri “Gece ve Yas”, lise öğrencisiyken Varlık dergisinde (1 Ekim 1935), sonraki yıllarda şiir ve çevirileri Varlık, Türk Dili, Yeditepe, Oluş, Gençlik, Yeni Dergi, Yeni Edebiyat, Yelken, Ataç, Yenilikler, Yeni İnsan vb. gibi tanınmış dergilerde, yazıları Cumhuriyet gazetesinde yayımlandı.
 
Necatigil’in şiiri başlangıçta, günlük nafakasının peşinde olan halktan insanların şiiridir. Halk için şiir yazmadı; ama, bir anlamda halktan insanın günlük dertlerinin, duygulanmalarının, duyarlıklarının şiirini yazdı, kentsoylu insanın sorunlarını dert edindi. Bunu yaparken de halk ve divan şiirinden edindiği sesi modern şiire aktardı. Hatta bu şiir anlayışını 1960’lı yılların ortalarına kadar taşıdı. Bu dönemden sonra yeni şiir arayışlarına girerek, şiirin biçimsel yönünü öne çıkarmaya başladı. Bu arayışın ilk örnekleri de Divançe kitabında görülebilir. Divan şiiri biçimlerini kullanarak girdiği arayış dönemini bir anlamda Kareler Aklar kitabında doruğa ulaştırdı. Bu kitaptaki şiirlerin sağdan sola, soldan sağa, yukarıdan aşağıya ve çapraz olarak okunmasıyla farklı şiir tatları, farklı anlam katmanları elde etmeyi amaçladı. Sözcük ve biçim deformasyonlarıyla, simgesel anlatımlarla şiirinin önünü açmayı denedi.
 
Necatigil, şairliğinin yanı sıra radyo oyunu, biyografi yazarı olarak da tanındı. Yerli ve yabancı yazarlardan yirmi iki roman ve hikâyeyi radyoya uyarladı. Şüphesiz ki ona şairliğinden sonra büyük bir ün kazandıran, Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü ve Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü adlı eserleri oldu. Türlerinin ilk titiz örnekleri olan bu kitaplar, eksiklerine rağmen edebiyat araştırmacılarının ilk kaynak kitapları arasında yer alarak büyük ilgi ve işlev gördü.
Behçet Necatigil Vefat Yıldönümünde Anılıyor
Almanca ve Türkçeyi çok iyi bildiğinden, mükemmel çeviriler yaptı. Eserlerini en çok çevirdiği yazarlar, K. Hamsun, M. de Unamuno, H. Heine, T. Dorst, S. Zweig, R.M. Rilke, H. Hesse oldu. Eski Toprak adlı eseriyle 1956 Yeditepe Şiir Armağanını, Yaz Dönemi kitabıyla 1964 TDK Şiir Ödülünü, Carl Zuetmayer’den çevirdiği Kurtlar adlı şiiriyle de Türk – Alman Derneğinin Çeviri dalında birincilik ödülünü kazandı. Ölümünden sonra adına her yıl bir şiir kitabına verilen “Behçet Necatigil Şiir Ödülü” konuldu. Bu ödül her yıl şairin doğum yıldönümü olan 16 Nisan tarihinde açıklanmaktadır. Bütün eserleri, ölümünden sonra Hilmi Yavuz – Ali Tanyeri tarafından bir araya getirilerek 1981-89 yılları arasında basıldı. Yapı Kredi Yayınları da bütün eserlerini 1993 yılından itibaren yayımladı.
Behçet Necatigil Vefat Yıldönümünde Anılıyor
Eserleri
 
Şiir
Kapalı Çarşı (1945), Çevre (1951), Evler (1953), Eski Toprak (1956), Arada (1958), Dar Çağ (1960), Yaz Dönemi (1963), Divançe (1965), İki Başına Yürümek (1968), En / Cam (1970), Zebra (1973), Kareler Aklar (1975), Sevgilerde (şiirlerinden seçmeler, 1976), Beyler (1978), Söyleriz (1980), Yalnızlık Bir Yağmura Benzer (çeviri şiirleri, yay.haz. Ayşe Sarısayın ve Selma Esemen, 1984).
 
Sözlük
Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü (1960, 13. bas. 1989), Edebiyatımızda Eserler Sözlüğü (1979, 3. Bas. 1989).
 
Deneme-İnceleme
Bile / Yazdı (1979), Konuşmalar/Konferanslar (1983), Ertuğrul Faciası (1995), 100 Soruda Mitologya (yay.haz. Hilmi Yavuz, yeni bas. 2002).
 
Mektup
Mektuplar (haz. A. Tanyeri H. Yavuz, 1989), Serin Mavi (Eşine Mektuplar, 1999).
 
Radyo Oyunu
Yıldızlara Bakmak (Kadın ve Kedi ile birlikte, iki oyun, 1965), Gece Aşevi (Son Tren, Emekli, Araştırma Salonunda, Kutularda Sinek ile beş oyun, 1967), Üç Turunçlar (Yol, Uzak Yol Kaptanı, Hayal Hanım, Süslü Karakol Durağı, İki Çapraz Çizgi ile altı oyun, 1970), Pencere (dört oyun, 1975), Ertuğrul Faciası (1995).
 
Sadeleştirme
Musullu Süleyman (Ahmet Midhat Efendi’den, 1971).
 
Çeviri
Malte Laurids Brigge’in Notları (Rainer Maria Rilke’den, Andreas Tietze ile, 1948; tek başına 1966), Bir Haylazın Hayatı (J. Von Eichendorf’tan, 1949), Dünya Nimeti I-II (1949) – Victoria (1952) – Serserilik Günleri (1955) – Pan (1955) – Açlık (1956) – Benoni (1960) – Göçebe (1968) – Rosa (1968) – Son Bölüm (1980) – Üç Kitap: Sonbahar Yıldızları Altında Hüzünlü Havalar Son Mutluluk (1983) – Uçarı (1990) (Knut Hamsun’dan), Açık Deniz Kenarında (A. Strinberg’den, 1951), Venedik’te Ölüm (T. Mann’dan, 1952), Tarihte Garip Vakalar (M. Kemmerich’ten, 1952), Morbaçka (Salah Birsel ile, Selma Lagerlöf’ten, 1952), Yaman Adam (M. de Unamuno’dan, 1954), Tedirgin Gece (A. Goes’ten, 1954), Garp Cephesi’nde Yeni Bir Şey Yok (Erich Maria Remarque’tan, 1956), Küçük Mitologya Sözlüğü (D. Hitbrunner’den, 1957), Kapıların Dışında (W. Borchert’ten, 1962), Fareler (G. Hauptmann’dan, 1962), Martı (A. Çehov’dan, 1963), Gençlik Güzel Şey (H. Hesse’ten, 1963), Vanya Dayı (A. Çehov’dan, 1964), Dönemeç (T. Dorst’tan, 1964), Kara Kız (T. Dorst’tan, 1965), Ve O Hiçbir Şey Demedi (H. Böll’den, 1966), İtiraz (W. von Schoz’dan, 1966), Gondolda (H. Bender’den, K. Şipal ve T. Noyan ile, 1966), Şarkılar Kitabı (H. Heine’den, 1972), Andersen Masalları (C. Andersen’den, 1977), Yalnızlık Bir Yağmura Benzer (109 çeviri şiir, 1984),
 
Hilmi Yavuz ve Ali Tanyeri tarafından hazırlanan Bütün Eserleri Cem Yayınevince basıldı: I-II: Yayımlanmış şiir kitapları (1981, 1982); III-IV: Yayımlanmamış şiirleri (1985), V-VI: Düzyazıları, 1984), VII: Radyo Oyunları, 1985), Şiirler-Bütün Yapıtları (2001). Çeviri şiirleri Yalnızlık Bir Yağmura Benzer (1984) adlı kitapta toplandı.
 
Bir Behçet Necatigil şiiri
 
BEHÇET NECATİGİL
Solgun Bir Gül Dokununca
 
Çoklarından düşüyor da bunca
Görmüyor gelip geçenler
Eğilip alıyorum
Solgun bir gül oluyor dokununca.
 
Ya büyük şehirlerin birinde
Geziniyor kalabalık duraklarda
Ya yurdun uzak bir yerinde
Kahve, otel köşesinde
Nereye gitse bu akşam vakti
Ellerini ceplerine sokuyor
Sigaralar, kâğıtlar
Arasından kayıyor usulca
Eğilip alıyorum, kimse olmuyor
Solgun bir gül oluyor dokununca.
 
Ya da yalnız bir kızın
Sildiği dudak boyasında
Eşiğinde yine yorgun gecenin
Başını yastıklara koyunca.
 
Kimi de gün ortası yanıma sokuluyor
En çok güz ayları ve yağmur yağınca
Alçalır ya bir bulut, o hüzün bulutunda.
Uzanıp alıyorum kimse olmuyor
Solgun bir gül oluyor dokununca.
 
Ellerde, dudaklarda, ıssız yazılarda
Akşamlara gerili ağlara takılıyor
Yaralı hayvanlar gibi soluyor
Bunalıyor, kaçıp gitmek istiyor
Yollar, ya da anılar boyunca.
 
Alıp alıp geliyorum, uyumuyor bütün gece
Kımıldıyor karanlıkta ne zaman dokunsam
Solgun bir gül oluyor dokununca.
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir