Kelebek İzleri

İSA KARATEPE 2

İSA KARATEPE
Kelebek İzleri
 
Keder öğütmekle geçti günlerim
Beni değirmende taşa döndürdün
Halil Soyuer
 
Hayat bir kelebeğin kanatlarına, bir yağmur misali kimi zaman ağır gelir.
İnsanın kollarında, kanatlarında ise kimi zaman emek, kimi zaman kelebek misali geçer gider, 
 
Nihavend’deyiz.
Cemal Safi üstadım masada oturuyor.
Rahmetli Halil Soyuer üstadım konuşma yapıyor, lakin Selma Özköklü çatalı tabağına düşürünce herkes birden susuyor. Halil Soyuer üstadım hemen lafı esirgemiyor.
“Bir tabak, üç beş elma, bırak o çatalı Selma!” diyor.
Salonda kahkahalar yükseliyor.
Hece, aruz, koşma gibi zamana damga vuran eserlerini saymaya gerek yok.
Bir şairi en iyi, yakın şair arkadaşı tarif eder.
 
Faruk Nafiz Çamlıbel, bir yazısında Halil Soyuer’e şu şekilde hitap eder: “Unutmayınız ki, siz, işte bu güçlü şiirlerin mısraları arasından yarınlara yüz akıyla çıkacaksınız. Gerçek Türk şiiri, sizin ve sizin gibilerin ellerinde yücelecektir.”
 
Behçet Kemal Çağlar’ın yorumu da aynı doğrultudadır:
“Soyuer, sazını kasabasında bırakıp gelmiş gibi, neredeyse elini kulağına atıp, makamla söyleyecek sandığımız ilk koşmalarından sonra, büyük şehirden aldığı ilhamları ve tesirleri yine yerli havasında eritmesini çok iyi bilmiştir.”
 
Zaman su gibi akıp gidiyor.
 
Halil Soyuer üstadımızla çok anılarımız vardır. Hayatında olduğu gibi son döneminde de birçok şair arkadaşı yalnız bırakmamıştır.
 
Rahmetli Halil Soyuer üstadımızı uğurladıktan sonra Kocatepe Camii’nden çıktığım vakit, arkamdan bir ses işittim.
 
Rahmetli Hüseyin Yurdabak Hocam, rahmetli Rıza Akdemir üstadımın koluna girmiş bana seslendi.
 
“Gördün mü İsa hiç kimsemiz kalmadı.” dedi.
 
Ben hocama döndüm:
 
“Şairler bakidir, her zaman yaşarlar hocam.” dedim.
 
Hep birlikte yürüdük, Ankara o an şiir kokuyordu.
 
 
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir