Takvimleri Donduran Sevdam

A.VAHAP DAĞKILIÇ
Takvimleri Donduran Sevdam
 
Aşktan yana biriken bulutlara
tebessümle sıcak buselerinizi dokundurup
yağmur düğümlerini çözemezseniz
yüreğinizdeki sevda güneşini üşütürsünüz.
 
Döküldüğünde
eylül kurşunları gecelerime
çöllere adanan endamlı bir aşk olsan
bıldırcın kanadında
hançer sırtındaki kınalı bir umut gibi
 
Direnirken yokluğunun sümbül kokusu ardında
gelsen
mahkeme odalarıma beraat gibi
 
Her dem bir ölüm doğuran bu acılar bana ağlarken
bulsan beni
bir cami avlusunda bulur gibi
 
Gün örtse akşamcı sancılarımı
ve sarsan ateş kollarınla beni
güllere dönüşen alevinle sevişsem
serinlesem
 
Ağarsa yüzler
sesin damlasa yürek sokaklarıma
beklenen müjdeler gibi
 
Dokunsan sağırlığıma
gerçeği söyleyen bir emanet gibi
 
Senle doğsa güneş
engin çöllerdeki seraptan uzak
 
Konsak bıldırcın kanadından sarkan aşklara
senle çıksa ay
engin denizlerdeki karanlıktan uzak
girsek aşk için akan kavgalara
 
Sen olsan sadağımda hedef bekleyen oklar gibi
ve seni çalsa şarkılar bize
düşsek nağmelerin kucağına
sarhoş olsak
 
Güzel şeyler anlatsa hayat, yokluktan uzak
ağıtsız
fer katsa gelişin gözlerime, terleyen ırmaklara inat
dağlansa bu yürek uzak ormanların gölgesinde
 
Harem utancından dağılmış zülüfler gibi ağlasam
süt kokulu avuçlarına
sonra
bir bıldırcın tebessümüyle
edalı bir yağmur yağsa omuzlarıma
ıslansa nehirlerde geceler
ışıklarda yıkansa saçlarım
 
Anısını yazsak su kenarında bu aşkın
yaşlanan beyaz sonsuzlukta
çözülse hasretin etekleri
çatlayan kan tutan kahkahalar gibi
 
Nazar etse
bahtı bağlı bu sevdaya
bir mehtap gibi kahve gözlerin
ve bir Hüseyni gül düşse
avuçlarımdaki defne yapraklı utanca
 
 
Sende yaşasam ayak basılmayan bir hayatı
kullanılmış aşklara inat
sende bitsem
 
Yansan gümüş şamdanlarda
sevdan karışsa aydınlığa
örtülse karanlık tüm sokaklarımda
ve beni terk etse
bu safran sarısı çürük sesler
bu harabe korkularım
 
Sensiz yanaklarıma değen uçurumlara
eşkıyalar yürüse bir neşter edasıyla
doysam
 
Gözlerime bir şiirimi taksan, görsem
içime süzebilsem seni
 
Bir fesleğen dileği ile
tamamlanacak olan nur örtse kokumuzu
sultanım olsan ferman buyursan
ve öpsen alev dudaklarınla
aşkın gölgesindeki çorak topraklarımı
işveli çiçeklere inat
açsa içimdeki yapraklar kıskansa güller beni
 
Aşka doysak
sevinçlerimiz dolsa sokaklarımıza
eskisi gibi tanıdık
Sen ardıç korumasıyla baksan
Bir damla suya yüklenen bu soluk
Nefeslense gözlerinin seherinde
ve bir sigara efkârında yiten bu ömür rahatlasa
 
Bir efsane olsak
beraber yok olsak
tekrar birlikte doğsak
yalamasa ateş yüzümüzü
yeşil değse tenimize
 
Gerdan kıran bir bakire busesi gibi
yarım kalmasa bu aşk…   
 
Takvimleri Donduran Sevdam

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir