CAFER TURAÇ 
 Şiirle Sınanmış Yürekten
 bulvarda bir zambak uyanıyor
 usulca küsüyor bir yaprak dalına
 ağzının yarısı tütüne kesmiş bir işçinin adımları
 kardeşimin gülkurusuna boyadığı kundura
 sevdiğimin ağlatan mektupları ve adı
 üzerimde bir emanet gibi duruyor.
 şehir ve sara
 hüzünle işliyor kalbime, kandillerini yakarak
 terk-i diyar bir onbeşlinin alnacında durup
 geçiyorum ilkyazın alıngan bir akşamı şark ekspresinde,
 gözüm sonuna kadar ilikli çizgili göynekte.
 bir düğme koparır gibi yakamdan
 ben de çekip giderim diyorum anam babam olmasa
 çekip giderim buralardan/sırtımda mührüm ve tasa
 ama bulvarda bir zambak uyanıyor
 ve suratım donuk ışıltılarla kargışlamadı beni
 ne büyük uykulara yatmışlığım var,
 ne büyük aşklara yolveren itirazım (daha bir şeyler…bir veda)
 çünkü acılara eyvallahımı
 daha gür duymaktadır içimdeki o insan
 şimdi kim yazabilir kahvelere sıkışan gençliğimi
 övünçle taşıdığım bir demet mektuplarına karşılık veremediğim çocukları
 yani o yaralı günlerimi.
 bir iskelede bıraktığım resmin
 haydarpaşa garında bir tutam saçı
 mahsus unutmuş bir kızın yüreğine değmeden
 geçirdiğim pazarları
 kim yazabilir artık
 maaşı bir balıkçı kazağına denk gelmeyen adamın
 gücenik dudaklarını
 ve bir oğulun her zaman tutuklu olarak sevebilme hünerini ve leylâ
 sayar’ı gördüğünde bir hoş olan inşaatçı mardinlinin
 “fazla üstelemeyin; bu şehirde yalnızım” der gibi duruşunu
 kim yazabilir ödünçsüz ve usta.
 ve sen elimdeki imkânı sulara çalan umut
 sevdiğimin zambak gibi açan yüzü
 beş vakit gövdeme konan kumrum
 ruhsatım, geceleri kırgın şarkım
 dinliyor musun?
 21 mart 1982
 Asanatlar "şiirden sinemaya"
Asanatlar "şiirden sinemaya" 

