Har Gününde Gurbetin / Tay Işıması

HARUN KAYA Har Gününde Gurbetin / Tay Işıması

HARUN KAYA
Har Gününde Gurbetin / Tay Işıması
 
Taşın yanılmasını umuyorsun
Yağmurun, ateşin
Gece nöbetlerinin…
Hiç şaşmaları yok oysa
Mihnetleri yok
Pişmanlıkları hiç
 
Yaktığın ateş
Attığın bu taşla
Kanatlanmayı dilerdim
Fakat gerçek bu değil
Toprak yedim örtmeyi seçtim
 
Yine de kısrak gibidir umut
Uçmaklı kısrak gibi
Yorulmaz koşmaktan intizar ufkunda
Bazı umutlar doğurmadan ölmez
Tüy gibi, ışıyan tay bırakırlar geceye
 
Gece biter gün geçer
Öksüz tay serpilir birden
Rahvan olur mestâne geçer yurdundan
Yılkı olur ardından ve fakat sonra
Ölür bozkırda ırmağa varmadan
 
Hep böyle olur
Felek atını hep böyle sürer
Tutar getirir peçesinden
Kahırlı kara geceyi
Hep intizâr… İlâhî!
Neden hep bu intizâr
Ölen atlar terkisinde kaldı
Gül rengi nûbihâr
 
Âşikâre bakışlarında
Bir ihtimâl daha var
Nereye kaçsa hep
Parmak uçlarında bulur:
Uçurum, uçurum, çoğalan uçurum
Yani, doğurmadan ölmesi umudun
 
Yaktığın ateş senin
Attığın bu taşla
Kanatlanmayı dilerdim
Fakat gerçek bu değil
Su içtim, susmayı seçtim
 
Taşın yanılmasını umuyorsun
Yağmurun, ateşin, kış güneşinin
Hiç şaşmaları yok oysa
Mihnetleri yok
Har gününde gurbetin
Şikâyetleri hiç…
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir