Ayazı Ateş Basmalı Nisan Boranı

HARUN KAYA Ayazı Ateş Basmalı Nisan Boranı

HARUN KAYA
Ayazı Ateş Basmalı Nisan Boranı
 
Bu canhıraş
Bu nisan boranı
Yamacında nazîre yapıyor
Yüzünü tırmalıyor poyraz
Kar savuruyor üstüne…
Oysa ayazı ateş basmalı
Gayr'i kâbil'i tanzîr havalardan geliyor
Sînesinde deli bahar
Ellerinde nar var
Saklıyor güllerini allı
Dört duvarı, tâze yarasını, Balat'ı…
 
Acı kahve yazgısıydı geldiği
Keyfoturağında bulutlanan kelimeler
Câmi kuytusunda yakalandığı sicim
Çağırabilselerdi al yeşil iklimlerini
Büyük bir bahar çıkaracaktı koynundan
Üsküdar'a doğru yalın ayak, salıverecekti
Birde eteklerine Melendizin
Toprağa tohum bırakır gibi
Taş atar gibi küffâra…
Kesen kesti yolunu Şikesti Bâ!
Bakmadı yüzüne
İmkân hangi pazarın kuşudur
Böyle güç yetirilemeyen hiçbir zaman…
Durma yine usan yarasına Şikesti Bâ!
Acı kahve yazgısıydı geldiği…
 
Gündüzleri geçmeye kararlı
Geceleri var nemli
Borderline sızıydı bildi
Bildi saflar tutan encamlı sırları
Hatırlandıkça bileğlenen, bıçkın
Sanrıları ki hâlâ durur avuçlarında…
Sorma bu yannı bozkırdı
Ağarmış saçlar, yaşlanmış çocuklar
Rengini salmış, parçalı sarı bir sûret…
Birde bîkarar, tedirgin, ürkek
Nazarlar vardı ucunda kirpiklerinin…
Şikesti Bâ! Yeni bir çarşı yap koşmaları için
Ey kalbi odalarını bilen keşşaf!
Gündüzleri geçmeye kararlı
Geceleri var gözlerinin…
 
Yeniden geçer gibi olmuştu şehirden
Derbent susasında salınmaya hazırlanıyordu
Biraz sûret, çokça ses doldu odasına
Aya baktı oy, avlanıverdi…
Gece soludu geceler boyu kırk gün
Hasta oldu, saklandı, sakladı tesbihini
İnledi, ünledi, duymadı kimse
Şikesti Bâ! Uslanmış kelimeler çağır bahtına
Ey sadrı sılasına gazel düşüren gezgin
Yine geçer gibi olmuştu şehirden
 
Bir gün sürmelisi damda şöyle dedi
Sevgi olsaydı insan zorlukları yenerdi…
Mesâfeler, aldanmışlıklar, imkânsızlıklar
Nedir ki koca koca sûretlerin
Koca koca yalanları olmaktan başka…
Bulut gibiydi Şikesti Bâ bulut gibi
Bir çift turna kanatlandırmaya hiç
Geç kalınmamıştır hiçbir zaman…
Şikesti Bâ! Gün guruba durdu kapa çarşıyı
Ey garîbler otağı, sâfi canlar penâhı
Bulut gibiydi, gök ekin üstünde bulut gibi…
 
Ayazı Ateş Basmalı Nisan Boranı

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir