Ey gönül, kalp misin, yürek mi,
Yoksa şu dünyayı tutan direk mi?
Ne aklımı başıma getirdin,
Ne de ömrümden dertleri aldın.
Sensiz olmuyor, ama uslanmadın,
Bahçemde güller solmuyor seninle.
Yakaladım derim seni,
Kaybolur gidersin rüzgâr misali.
Var olduğundan beri insana neler edersin,
Mekânın yok, zamanın yok,
Ne yersin ne içersin,
Ama beni yerden yere çalarsın.
Ben uykuya dalarım, sen hayale,
Gözyaşım esirindir, hallerim fermanına tabi.
Ben sensiz yapamam, eziyetin gönül hamalı,
Tat da sende, acı da.
Gel güleştireyim bu trajediyi,
Gül ki keder incinsin,
Şarap ol, aydınlat kederimi,
Söz ol, fısılda geceye.
Vazgeçemem senden, özlerim biteviye,
Rüzgârın önünde bir yaprak gibi.
Ten gitti diye, ey gönül,
Sen de beni özler misin?
Ey gönül, dikilirdik zorbaların karşısında,
Saklanırdım senin sırlı mekânında.
Eğilmedim, bükülmedim,
Yürek yemiş derlerdi senin görünmez hâline.
Bir ömür ağırladım seni varoluşumda,
Şimdi gidiyorum,
Beni yine görür müsün,
Yeniden doğuşumda?
**Söz verir misin ey gönül,**
**Beni kabul eder misin,**
**Değişimin ve dönüşümün tahtında?**