Bütün Cehennemlerini Yaşadım Bu Yeryüzünün

ZEYNEP SEYYAH AK
Bütün Cehennemlerini Yaşadım Bu Yeryüzünün
 
Belki başlangıç için çok geç sayılabilir, ama ben, son hamlelerden yine de umutluydum. Sorgulama bir eylemdi içimde… Ne kadar soyutlanırsam o kadar dibindeydim gölgesiz suların.
Evet, Yusuf değildim, kervanlar da geçmiyordu yolumdan. Sılası, sevdiklerimin özlemi değildim ve hiçbir menzilin durağı.
Evet, gövdemden sorumlu bir ruhum vardı hala.
 
İrademin dışında seyrekleşip duran her şey, yaşadım dediğim zaman için, belki de bir çözümdü bu, ilerlemek gerçeğin peşinden o kahredici adımlarla.
 
Oysa benim gerçeğim ölü bir denizin dalgalarını boğan suyun menkıbesiydi
 
Herkesin bir dağı
ve binlerce uçurumu var  
neden göz ardı edilir ki?
 
Kendine inanmayı reddeden bir su
Bulanık ve asi, renklerini kaybetmiş
Fakat su nasıl unutabilir rengini?
Aklım gidiyor!
 
Acı duyduğum ve bir yerlerde kısılmalarım, saçmalayıp duran tekrarlarım, sayısız!
Bir kez daha yüzüme tuttum aynayı, kuyuya baktığım gibi, yüzümdeki çizgilere yenileri eklenmiş,  saçlarım gittikçe seyrekleşiyor.
"Dünya bir penceredir "herkes bakıp geçer… Fakat orada tam dağın gövdesine bir örümcek hala ağ örmekte.
Benliğim irademin sınırlarını tavaf ettikçe  tekrarlıyorum bu kelimeleri.
 
Son zamanlarda okumuş olduğum kitaplardan da, hoşnut değilim.  
Sanki tekrarlar silsilesi gibi, devrik cümleler kırılıyor içimde.
 
Aradığımı hiçbir zaman bulamayacağımı bildiğim için belki de, bu kadar üzerine gidiyorum her şeyin.
Benim bütün ıssızlığım kendimden çoğalmalarım.
Öyle ki, sonsuz boşluklar yarattı bu.
Kuyunun karanlığına inanılmıyordu inmeyince dibine ve yıldı insan, balçığına tohum ekmekten yıldı.
Yıldım yalın çabadan, pişmanlığına yenik,  kuralsız dönmekten kendime.
Ruhunun bataklığında kıvranırken ne varsa…
Ne buldu insan kutsalı sayacak.
Aradı insan, aradı en kahrediciyi.
Evrenleşti herkes.
Evrenleştim ben de!
 
Arayış benim ruhumu örseledikçe, sarsılıyordum duraksadığım yerde.
İnsan ne kadar da, çaba gösteren bir varlık.
Teşekkürler Rabbim, bu denli donanımlı yarattığın için beni.
 
Bakıyorum da şu halime… 
Güne bilgin bir adam gibi başladım yalınlaşmamaya hassasiyet göstererek.  Özüne sadık, rüzgârın eğrilttiği dal kopmaz gövdesinden.   
Tefekkürle yokluyorum kalbimi. Tefekkür benim arayışım.
 
Yaşama yükünün üzerime sindirdiği her şey ile sarsılsam da söz veriyorum.
Söz kendime!
Her günün ertesinde kalmış bana.
Yeniden, yine bir bilet kesiyorum irademden sonuma yaklaştıkça…
 
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir