Hancı

ABDULKADİR BOSTAN Hancı

ABDULKADİR BOSTAN
Hancı
 
kalbim kırılsın
bir daha uğrarsam eğer kalbine…
 
toparlan gidiyoruz hancı
bazı insanlar marazlı doğarmış bilirsin / sadece yüzüm
-benim sadece yüzüm böyle
içimin çok derinlemesine kuyuları var 
çok derin anlamlar yutkunuyor, yutkunmak bir sanattır diyerek
öyle alışık değilim dünya
üzerinde; barışık bir yaşamla dönüp durduğuma bakma
iki kaşım iki gözüm adına, yeminle
bir gün, bir sabahına uyanmayacak kalbim
uyanmayacak suç ve ceza
her şey kara bir tahtada bir tebeşir çizgisi gibi silinip gidecek
silinip gidecek yağmur
silinip gidecek her gemi kendi meçhulüne
-ülkeler kalacak ardımızda, yüreklerden daha kalabalık
daha yalnız…
 
toparla utancımızı hancı gidiyoruz
ne olduysa gece oldu, hangi çeşmeyi açsam, yüzüm çok karanlık aktı
madem yakışmadı dedim bu karanlık yüzüm, yüzünün komşuluğuna 
denize doğru gidelim, yüzüm denize bitişik bir duvar olsun
belki, dudağıma eksik gülüşleri diken o terzi
onun saçları arasına da bir gül diker de
kırmızı kırmızı güleriz gelmişine geçmişine
ah! bu avuntular öldürecek beni hancı
hayatın bana zaman zaman şöyle seslendiğini duyarım
hey avuntucu!!
hey avuntucu!!
doğrudur, avuntu benim en şaşaalı aynamdır
dünya ve aşk; devlerin devi, aynada saklanan bir cüceyim ben
gördüğüme, duyduğuma, sevdiğime beş vakit secdededir kalbim
oysa biliyorum, biliyorum Dünya Leyla’dan
-Leyla Dünyadan beter…
 
toparla kalbimi hancı gidiyoruz
aşk bile canımı acıtmıyorken hazır
kimi su sandıysam içime dökmek için
kelimelerin dediler bir dolu yangın, bir dolu izdiham
yüzümü göstermediler, dünya böyle bir yer diyerek
bu kristal şehir, bu tunç binalar, şu soğuk oda ve tanrı lekeleri
bunca çekip gidilmişlik izleri
senin kalbin taş bir merdiven –kıpırdama, göğe varacağız
basamaklarımın dizleri dedim çok yara –az yavaş
az yavaş savaşın hele
sonra ne zaman annemin kapısını hüzün çalsa
-oğlu geldi sanıyor…
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir