NECATİ SARICA
 Çok Sesli Bir Deli Ya da 9. Sahne
 Baş yastığı kendisine eş olmayan bir adamın uykuları her zaman tedirgin ve rüyasızdır. Bu adam için tek tedbir türkülerdir belki biraz caz. Yaşasam ne olacak ölsem ne olacak diye caz havasında dişlerini tükürür gibi söylenir durur. Ah bu baş yastığı, uyandığımız sabah yeri. Yıldız tozlarına bulaşmadan gözyaşlarıyla ıslanan geceler, daha da çok yarıları. Bir çift göze bakamadan uyuduğumuz ve uyandığımızı acı bir sabır uykuları. Ah o uykular ve uyanmalar kahredici. Tren biletsiz bir sevda gibi tedirgin uykular. Titremeler, terkedilmiş bir yalnızlıkta uykular ağlıyor ben ağlıyorum tutkulu çocuksu. Pusu duran ellerde kavrulan bir tenin yanık kokusuyla çürüyen karyolalar. Bir de uyanırken yüzümde ıslaklı. Gam geceleri… Gecelerin uykusuzluğu. Gel artık dayanamıyorum noksan bir karyolada. Darağacında gittikçe küçülen bir nokta. 
 9. SAHNE:
 Dur diyorum dur ve bir dinle
 Bak ben soru soran ve cevap bulanım
 Ben yanılırım ancak hiç yenilmem
 Sen beni yanıltabilirsin ancak
 Sen benim yenilmeyen kalbimi göremezsin
 Ben istesem sen beni hiç göremezsin
 Bak ben çok sesli bir deliyim hüzünler yağarken üstüme
 Vazgeç bu kadar çok gelme üstüme
 Dokunamazsın sen gözyaşlarıma, gözlerime bakamazsın
 Sen kuyu giyimli bir kalabalık
 Ve üst üste trenli sen bensiz olamazsın
 Sen gördüklerinle yaşayamadığında yaşadıklarını göremezsin
 Üşüyen horozlara rengarenk kazaklar öremezsin
 Ben silahların kırılışıyla başlayan hıçkırığı üzerine yemin ettiğimde benden kaçamazsın
 Bir güzel yemin bir salkım üzüm üzerine
 Alamazsın mavi taşımı
 Biliyorum sen Kabe’ye kıyamazsın
 O yüzden gel yeni bir yüzden
 Gel bir tamam oluşlarımıza yeni sırlar katalım
 Gel seninle Ay gerip ışık atalım
 Geride kalsın karanlık gel seninle ışığa bakalım
 Sonsuzdur mavilik ve derindir karanlık
 Gel seninle mavi taşlardan bir kule yapalım yıldızlar kadar uzağa
 Gel seninle gel yıldızlar kadar yakına
 _______________________________
 necatisarca@gmail.com
Asanatlar "şiirden sinemaya" 
