Dengbêj Filit

OKAN ALAY
Dengbêj Filit
 
Salkım saçak bir aşk ile
Söze can veren dengbêjdi Filit
Murat kıyısında, Bingöl’de.
Ne natür bir sesti
Bu postmodern çağda
Tekno gürültüden uzak, azade nefes
Konuşurdu Doğunun yorgun diliyle.
Kırağılar vardı saçlarında beliren
Pembe bir güz sabahında
Acılardan armağan.
Dudaklarında karanfil kokularıyla
Susardı öyle dağlarca
Kaçak cigarasında bir içimlik zaman
Yıldız düşerdi göğün taraçasından
Kalbinin avuçlarına.
 
Dingin bir edayla otururduk meclisine Filit’in
Gül rengi uzak akşamlarda.
Başka söze ne hacet
Dinlerdik evveliyatı ondan
Bin yıl yaşamışçasına.
Süleyman sultan imiş
Hüdhüd  esrarı ayan ededursun
Saba melikesi Belkıs şaşakalır
Uzaklar nasıl yakın oluvermiş!
Susardık,
Dengbêj kavliyle Filit
Dil olurdu bize;
İnsan kimin uzağına çekilip
Nasıl avutsun ki kendini
Bir yanımız taht dese de
Öbür yanımız ölüme ram!
 
Filit parça parça bir dil
Zamandan firarî civan düş
Şehla bir bakışla neye dokunsa
Sır usulca çekilir
Ürperir eşya
Gizil bir aşk belirirdi
Seyyal hatıralar arasında.
Botan’da Mem,
Sipan’da Siyabent
Aşka gelir,
Ateşten bir gül Zin
Kanayan bir ceylanla Xecê
Ömrümüze süzülürdü.
 
Ah, söze can veren dengbêjdi Filit
Sessizliğin geniş, zamanın yavaş aktığı
Dara Heni’de, Bingöl’de.
Ne kadar ezber ettiysek de kıssaları
Klamlarına nişan olup
Cem olduysak da hürmet ocağına
Revan olamadık
Murad’ın delişmen sularında
Salınan bir yaprak kadar ima olan
Ve kimsenin anlamadığı
Kadim bir dille konuşan Filit’e.
 
Ey dengbêj Filit;
Şimdi senden şiirler devşirirken hayat
Sesin kalbimize asılı özge bir kilit!
 
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir