Işıklarını Denize Yaslamış Bir Kentin Çocuklarıydık

MUSTAFA KELOĞLU Işıklarını Denize Yaslamış Bir Kentin Çocuklarıydık

MUSTAFA KELOĞLU
Işıklarını Denize Yaslamış Bir Kentin Çocuklarıydık
 
Işıklarını denize yaslamış bir kentin çocuklarıydık
gözlerimizde yakamoz artığı düşbozumlarıyla düşerdik rahme
yani geceye
tuzundan tanırdık denizi
bir de elleri yosun kokan balıkçıların
uzayıp geceye yol olan türkülerinden
aya atlar koşardı yüreğimizde
 
Düşler kotarırdık mahrem sözlerden
çay sigara ve sevda nöbetleri tutardık
sabah uykusuz gözlere batardı bilirdik
bilirdik bir martı çığlığıdır anaları ağlatan
susardık
 
Işıklarını denize yaslamış bir kentin çocuklarıydık.
suskunluğu bakır bir maşrapadan devşiren
ham meyvelerine yutkunur gölgelendiğimiz ağacın
karşı dururduk yürek ağrıtan kargışına aşkın
diz çöker dil alırdık geceden
gecenin küheylanları dolanırdı dört yanımızda
şehrin taş duvarlarına sinerdi aksi şaşkınlığımızın
 
Işıklarını denize yaslamış bir kentin çocuklarıydık
köklerine acı su yürüyen
bir ardıç ağacıydı
buralarda gece
ağzımızda buruk tatlar bırakırdı
ham meyveleri yasak şarkıların
bin merdiven sarkıtırdık yüreğimize
çoğaltırdık aynalarda kendi coğrafyamızı
haritasız yolculuklara çıkardık rüyalarda
yolcusuz hanlarda uyanırdık ansızın.
 
Işıklarını denize yaslamış bir kentin çocuklarıydık
mahcup ve mutmain
yürüdü yelkovan
bozuldu büyü
kurulup tahtına serkeş akşamların
yıktık fildişi kulelerini gülbeyazı sevdaların
kirlettik ve kirlendik
perdeleri yırtılmış şehvetin kudurttuğu
şehla bakışlı bükümsüz hazlara
kenetlendik
Işıklarını denize yaslamış bir kentin çocuklarıydık
Son nakaratında düştük şarkıların
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir