Hece Taşları Dergisinin 25. Sayısı

Kapakta
“Nevruz Çiçeği”
Var
Yani "Bahar"
 
Hece Taşları
Dergisinin
25. Sayısı Çıktı
 
Tayyib Atmaca’nın Genel Yayın Yönetmenliğinde çıkan, yine hece şiirleriyle dolu dolu olan “Hece Taşları” şiir dergisinin 25. sayısındaki isimler:
 
Mehmet Aycı, Cumali Ünaldı Hasannebioğlu, Talat Ülker, Nurullah Ulutaş, Mehmet Ekici, Mustafa Işık, Osman Fermanoğlu, Ahmet Urfalı, Fahri Hoşab, Majid Teymourifar Sefa, İbrahim Sağır, Musa Serin, Mehmet Pektaş, Durani Kocaga, Rafet Aksoy, Cahit Can, Gülden Taş, Doç. Dr. İrfan Görkaş, Erol Boyunduruk, Osman Bölükbaşı Dara, Esat Anık, Tayyib Atmaca, Seyit Kılıç, Yasin Mortaş
 
 “Hece Taşları” dergisinin 25. sayısında yer alan Mehmet Aycı’nın  “Eşikten” şiirini ve Tayyib Atmaca’nın “Bahar Sancısı” yazısını tadımlık olarak alıntıladık, aşağıda okuyabilirsiniz.
 
MEHMET AYCI
Eşikten
 
Tutku der geçersin, yanar ellerin
Adsız bir rüzgârın ezgilerinden
Gökyüzü mü mavi toprak mı serin:
Bin hayret kapısı gözgülerinden
 
Eser her kılıkta o adsız rüzgâr
Estikçe yazıdan sızıya uğrar
Daha dil görmemiş rüyaların var
Çıldıran kızların yazgılarından
 
O kızlar rüyada küle kan dokur
İğneden iplikten kınadan dokur
Okundukça bitmez bir roman dokur
Gönül düğümünün çözgülerinden
 
Tutku der geçersin, seni tutar su
Açılır yundukça dilin uykusu
Bir alevden ata çevirir usu
Çekilir gidersin çizgilerinden
 
 
TAYYİB ATMACA
Bahar Sancısı
 
Ağzını batıdan doğuya açıp, bahar havasını soluyanların, dilinin altında otpor baklası, daha ıslanmadan meydana çıkıp, sosyal medya üzerinden dünyaya, tirad okumayı sürdüre dursun, daha dün tunus’ta buazizi’yi. meşale yaptılar gündüz karardı, nasıl çiğnediler yaseminleri.
 
Bin sekiz yüz otuz yılından sonra, fransız zulmünün daniskasını, yaşadı yaşıyor cezayir hâlâ, bin dokuz yüz doksan iki başında, ilk cemre havaya düşecek sandık, karakış kaldığı yerden başladı, zulüm sokaklardan caddeye taştı, düşük yaptı demokrasi gelini, menekşeler bir gün yüzü görmedi.
 
Tuzu kurulara eğlence lazım, unutamadılar ömer muhtar’ı, insan ekmek için silah üretip, sınırsız özgürlük sınırsız para, bedenin çektiği hayvani arzu, sundular otpor’un çocuklarına, gözlerini yumdu dünya devleri, önce kaddafi’yi menat ettiler, sonra bir lağımda sizlere ömür.
 
Komşudaki yangın komşuya sıçrar, dar geldi mısır’a tahrir meydanı, sedat’ın varisi hüsnü mübarek, ha gitti gidecek diye beklerken, bu işlerin organize çetesi, çaktırmadan yol açtılar mursi’ye, ihvan birden zafer sarhoşu oldu, kendine ha geldi gelecek derken, baktık sisi oldu bekçi kümese.
 
Bize ne geldiyse batıdan geldi, yeni dünya düzenini çizenler, bir ateşte suriye’ye attılar, kaç kez ahmet abi araya girdi, nuh dedi peygamber demedi esed, dera’da başlayan bu küçük yangın, sonra başka şehirlere sıçradı, şimdi ateş bize doğru geliyor, ne uzun sürermiş bahar sancısı. 
 
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir