ALPER GENCER 
 Cevapsız Bir Çağrı Olarak Devlet
 I.
 bir gün bütün faşistler ölecek anne
 yer yarılacak ve sonrası malum
 tabiata son'suz güveniyorum
 şartlar devrimci olmamı gerektiriyor
 bu sözle sessizliğin kanına giriyorum
 bu kedersiz suskunluğun kanını emip tükürmek
 saltanat zehrinden iktidar sevdasına
 devletin bekasını bombalamak istiyorum!
 bir gemi de ben kaldıracağım buradan
 bu yüzyıldan kendime merhamet yontacağım
 bu zulmü ortasından gemilerle yaracağım
 dağlardan hudutlardan vicdan kaçıracağım
 devrimciler çok sever dağları denizleri
 devrimci olmamdan en çok annem endişeli
 ama BM beni kınasa annem buna aldırmaz
 Ben BM'yi kınasam BM bana aldırmaz
 ha birleşmiş milletler ha üçer üçer koşturan maymun sürüsü
 ha tersine darvinizm ha "viva devletlûm! "
 ha otoriteden müsaade ha aldanmak masivaya
 kan alırken çatladı arzın ar damarı
 hemşir’anım dünyaya az pansuman yapsana:
 haç gölgesinde kadrolaşan avrupa
 ruhu şarampole yuvarlanan latinler
 her hançerin yankısı ingiliz siyaseti
 onun duygusuz piçi birleşik devletler
 her zulmün altında israil hükümeti
 sesi parçalı boğuk patetik sovyetler
 biat farkı yüzünden gözleri hala yumuk
 kendi kazanında uzak doğu milleti
 komşusunun katlini izleyen kukla
 yatacak yerin yok senin mısır medeniyeti
 kral diye bir arap okumadım kitapta
 o halkından kopuk bir ortaçağ obezi
 kendi milletimin bile kendi devleti
 ile husumeti, kan davası var
 ölmez isen zorlarlar seni ötenaziye
 öpecekmişçesine parçalarlar sineni
 inerek dil köküne şarkını yasaklarlar
 destanların şehirlerden geçmez olur böylece
 tövbe haşa Allah'la senin arana girip
 yaptığın ibadeti ha bire zapt ederler
 eleğimsağma misali açılan
 inançları yek renge raptederler
 karşı koysan bir punduna getirip
 yasayla, imzayla darp ederler
 asırlardır duvara asılı resimleri
 değiştirme isteğinle harp ederler
 kahrolsun meşruiyet!
 kahrolsun meşruiyet!
 ve böyle kamu vicdanı
 ve yersiz öten yönsüz uçan hukuk kuşları
 ve mazluma durmadan suç isnat eden
 zalimi aklayan o meşru yalan
 bilmez ki senin mabedini yıkarak
 kendi Mabut'una kast etmektedir
 bilmez ki kast ettiği o güzel Mabut
 güneş sistemine emretmektedir
 devlet soluk aldıkça faşist doğurur
 çocuk mahpus düşerse devlet vurulur
 hayaletler ve putlar ve çuvalla para
 babamı devletin tabutuna koydurur
 II.
 babam ters ters bakarken onu çok seviyorum
 babamdan devletle geçinmeyi öğrendim
 babalar hiç durmadan devleti çok seviyor
 babam ters ters bakarken bana
 doğru yaptığıma inancım artıyor
 babam ama yağız delikanlıyken
 rest çekmiş devlete, sürmüşler onu
 gül eğmiş boynunu, yaraya merhem
 sürdü mü bülbül, bülbül olur mu?
 babam orta yoldan gitmemi arzuluyor
 Resulullah öyle buyurmuş diyor
 babam Resulullah lafzının beni
 en zayıf noktamdan vurduğunu biliyor
 III.
 ifrada yetecek itidalim kalmadı
 bir yolun ortası tam olarak bazen
 bir gemiye atlamak ve bir daha dönmemektir
 mazlumun feryadı yankılanınca
 çölsüz sesin hükmü düşer
 cayar gövdesinden kelle
 güverteler kana bulanır, kan denize
 bu mesela biraz da şöyledir anne
 artık mağara kapılarını örümcekler örtmese de
 Sevr'de yuva yapmasa da güvercinler
 en devesiz zamanında yeryüzünün
 bu muhataralı çölü bir defada geçecek
 bulunur yine bir gemi dolusu yürek
 ve Sıddık ayağıyla gelip kapatır bilânçoyu
 çünkü Sıddık'ın ayağını yılan soktuğu zaman
 devesizdi ve yanında Peygamber vardı
 malı mülkü ömrüne yetecek kadardı
 benim böyle zengin arkadaşım olmadı
 hayat müşterek dedim, kaçıp gitti her biri
 çok parası olanın benle işi yok
 benle işi olanın çok parası yok
 onbinlerce lirayı apansız borçlanınca
 babamdan "Allah Kerim! " söylemeyi öğrendim
 babamdan İslam'ın beş şartını öğrendim
 babamdan zalimlere sabretmeyi öğrendim
 babamdan taksit yapıp borçlanmayı öğrendim
 babam ömrü boyunca bana dua etmiştir
 ben oğluma ömrümce dualar edeceğim
 oğlum benim kabrime gelip biraz su dökse
 “babacım” dese bana “günahların affolsun”
 Allah duysa oğlumu duayı kabul etse
 maaile kavuşsak orda cennet ehline
 bağıra bağıra yahut kısık sesle her neyse;
 darphaneler yıkılsın! tersaneler kurulsun!
 denizler mazlum için gemilerle donansın
 babam geçsin dümene annem balık pişirsin
 gemi varsın Gazze’ye, dünyada savaş bitsin
 IV.
 bir gün bütün faşistler ölecek anne
 son düdük çalınacak ve müsabaka bitecek
 sana sil baştan anlatmak istiyorum
 bir ucu uzasın gitsin uzaklara
 söylersen göremezsin, görürsen söyleme
 sen yaşarken seni seviyor olmak
 kavgada tutarlılık zerk ediyor gövdeme
 putlaştıkça puştlaşan faşist imalat evi
 sürtündükçe yanına karası bulaşan devlet
 ağlayan bebelere sağır kaldıkça
 ne bekası kardeşim, kimin bekası!
 dünyada iktidar denilen köpek
 israil devleti ve yardakçı şürekâsı!
 çok sıcak bir çöl sahnesi düşleyin
 çok kızıl bir çöl sahnesi düşleyin
 ya da bir güverte bir helikopter
 öncesinde her taraf yeşil ve serin
 kendini üreten merhamet var önce
 vicdan parasız yatılı ve hikmet
 bütün sokaklarda işporta
 yani bir sokağa saptığınızda o sıra
 neredeyse imkânsız hakikate değmemek
 sorulacaksa bir gün o gün sorulacak
 o gün anlaşılsın diye bir daha
 adaletin filmini çekti ihanet
 ayrılmamışsa insan nazarında akla kara
 o vakte dek derişmemişse hala beyaz
 Kerbela'dan büyük trajediye
 tanık olmamıştır olamaz bu arz
 ve dönüp bakınca, tam olarak orada
 iki omzu üstünde yoksa hala kellesi
 güzeller güzeli Peygamber torununun
 sizin boynunuz da, iyi bilesiniz
 hiçbir başla gövdeyi birbirine bağlamaz!
 ben öyle bilirim ki dünyadaki dehlizimiz
 o dehlizse bizi cennete vardıracak
 gidip yezidin yakasına yapışıp
 mazlumun hakkını söke söke almaz isek
 vay halimize ki, vay halimize!
 işte bu yüzden açıldık Akdeniz'e
 korkak yuvalardan düğmeye basanları
 ibretiâlem için gemilerle faş ettik
 şairi devletinden kovmuş Eflatun,
 devlette gözü olan şair namerttir
 ne kovulması ulan, biz istifa ettik!
 V.
 devletin bekasından bana ne anne
 şaka yaptım üzülme zaten bombam da yok
 bombam yok ama bu şiir infilak edebilir
 ben elimde bir pimle dünyaya geldim
 ve itiraf ediyorum şimdi burada
 zalime atılan her bombada pimim var
 benim evde aslında pim koleksiyonum var
 hiç bombam olmadı hiç silah kullanmadım
 ama mazlumlara atılan her mermiyle vuruldum
 evet, tamam doğrudur dünyanın en iyi
 filarmoni orkestrası belki İsrail’dedir
 ama toplasan bütün o notaları sesleri
 bir Hatayi yahut bir Veysel eder midir! ?
 bizi yalnız sevgi alt edebilir
 şimdi mesela yani Peygamber
 yağmurun altında kim bilir ne güzeldir
 Peygamber yağmurda ıslanırken ne güzeldir
 Peygamber ıslanırken yağmur ne güzeldir
 Peygamber'i çay içerken keşke görebilseydim
 Peygamber'le oturup çay içebilseydim
 Peygamber'le birlikte zeytin yiyebilseydim
 Peygamberle oturup kalkmak ne güzeldir
 Peygamberle oturup kalkmak en güzeldir
 Asanatlar "şiirden sinemaya"
Asanatlar "şiirden sinemaya" 

