ALPER GENCER 
 Yüzük
 rastlaşmasak bulanır kırbaç tutan gözlerin
 ardındaki yalnızım, üfledin mumu gittin
 uzakta uyuyunca sandın ki söner kandil
 bir bakıma eksikti, her bakımdan çekinik
 yakandan bir gül düştü, dağıttın ezip geçtin
 denize sarı düştü, sen buna inanmadın
 başını kaldırsaydın güneşteydi mavilik
 dudakların birleşti açılmadı bir daha
 topladın bavulunu gözyaşların döküldü
 sığmadı ikimize bir kılıcın gezliği
 dışına yuvarlandık birlikteliğin
 ardındaki yalnızım, öncende küflü bir söz
 yosun tutmuş bir milat sarkıyor çevremizden
 omuzlarımız gergin o yükü taşımaktan
 sana avam geliyor gece gelen su sesi
 ben ise şarkılar besteliyorum ondan
 yatkınım dudaklarını aralayan her söze
 bohçan çözülse yeter, gönlü olur boşluğun
 bir rüzgar efil efil seslese bu sükutu
 akşamları çığlığı duyulur olur günün
 yatkınım gözündeki o merdiven boşluğa
 bakışların takılmış benli bir oruçluğa
 gölgeni unutmuşsun bir gün geri almaya
 geldiğinde hüzünden o parmağa bak
 sen yokken ben senle nişanlandım, üzgünüm
 bir genç kız ölüsünden yüzük yaptılar bana.
 Asanatlar "şiirden sinemaya"
Asanatlar "şiirden sinemaya" 

