SİBEL ORHAN Gülün Hicranı Bir dağın alnında durmuş ilk kar gibi; Göğe sığmaz yalnız adam Güneş kıyamda, gece mahbal, Dünyaya sığmaz yalnız adam Kâh yutkunur, kâh yüreğini koyar, Dosta can heba ulu divanda… Hayran …
Devamı...Sibel Orhan
Zeytinli Portakal
SİBEL ORHAN Zeytinli Portakal Güneşin doğduğu yeri unutur gibi Yola düşmek… Beşparmak dağlarını, Dalgın gözlerle Lefkoşa’ya seyreylemek Bir yazar cemiyeti düşün Efradından biri her sabah gözyaşı gibi sessiz Biri kahkaha atınca martılar bile şaşkın Deniz …
Devamı...Gözlerin Aynasız
SİBEL ORHAN Gözlerin Aynasız Sen ki, Yediği çanağa naks eden bir heves Ben ki, Çanağı gül sanıp sabırla yıkayan, Bir secdeye yük olmuş hissiz hevesin: Vefadan sorumlu tutulmam: nâ-merdanlık bilesin! Hal nedir bilmezsin, hân …
Devamı...Ağlayan Asalet
SİBEL ORHAN Ağlayan Asalet Gecenin ortasında sûz eder dilimden, Bir ezgi çalıyor rüzgârla gizden Yanağımda bir el, soğuk ve sessiz, Ölüm çağırıyor beni derinden Buz gibi bir tende titrer kalbim, Taşa basar kademim …
Devamı...Zambak Ağlatır
SİBEL ORHAN Zambak Ağlatır Yaralı bir gölge koynunda Sükûtla büyüttüm seni, geceyi emzirerek, Ben sustum… Sen büyüdün, zamansız, yetimce Bir yanda hasret, bir yanda hicran sızısı Ey dilberim, ey feryâd-ı canım İkinci bir hayâl sanrısında …
Devamı...Palavra
SİBEL ORHAN Palavra Şeb-i yeldâ gibi uzar sözün, Gör ki zîbâ lisanın yersiz toz, duman Ey kevser sanıp içtiğim zehir, Zühre misâli serâbın oldum hayran Söylediğin meşkten mahrum, Kelâmın mührü kırık bir destân Hüsn …
Devamı...Şeytan
SİBEL ORHAN Şeytan Sözlerin uzun, içi boş bir çerçeve, Serâb gibi bir yürek, yangın içinde Gül sanır seni gören, ama içi zakkum, Her kelâmın bir hîle, bir yalan, Ruhun çürük bir kabuk, Bakışlarındaki sahte nur, …
Devamı...Sevr’de Nûr
SİBEL ORHAN Sevr’de Nûr Mağaranın sînesinde ah u feryâd, Ebû Bekir titrer, gözleri abad Nâr-ı hicrân sinelerde meş‘ûl, Gönüller mahzun, baht-ı pür-mes’ûl Sevr’in bağrında üç gece kaldı, Gökler sükût, arz hicrâna daldı Yâr-ı gârın …
Devamı...Ne Kaldı Benden?
SİBEL ORHAN Ne Kaldı Benden? Ne kaldı senden, bir gülüş mü? Ya da ağlamaklı, derin iki göz mü? Bilinmez sevdadan vurgunum, Dilimin belasına düşmüşüm, Serzenişte kayboldum Yok oldum, zor oldum, zar oldum, Anlayamadı hiç kimse, …
Devamı...