HÜSEYİN KAYA 
 Sallanmak Var Sarsılmak Asla
 Daha yeni işaret almış aşkından
 Bir bakış, bir mesaj canlı bir haber
 Belki de beraber bir kahve içilmiştir
 Daha yeni maaşını almış bir baba
 Bir pabuç bir oyuncak belki de bir entari
 Çocuklarına kim bilir eşine varmak üzere
 Bir ana emzirmekte ay yüzlü bebeğini
 Bir dede veya bir nine ne fark eder
 Selam vermek üzere tahiyatta
 Bir eğlence yerine hazırlanmakta
 Yüzüne yeni bir suret vermekte bir genç kız
 Bir misafir bavulunu açmak üzere otel odasında
 Sabah erken kalkacak bir fırıncı mis gibi uyumakta
 Daha merhaba dememiş bir çocuk
 Daha hecelemeden kundakta
 Hayata baygın bakışlarıyla tutunmakta olanlar
 Layık olmadıklarından alık olanlar boş bakmakta
 Umduklarından kaçanlar başıboşlar
 Hiç ölmeyecekmiş gibi toklar
 Saymaktan yorulmayanlar
 Yoksulluktan yorgunlar
 Ve sayamadığımız tüm insanlar
 Ve kar altında dinlenmede duranlar
 Bir sıcak köşede miyavlayanlar
 Bir sarsıntıya muhatap olanlar
 Üzülürüz yanar yüreklerimiz
 Öğreniriz yardımlaşmayı
 Fedakârlık dost kılar bizi
 Hissediş, duygu, umut
 Ve hatta devamı gelmemiş
 Sona ermemiş nice beklentiler
 Sadece ceset ölür
 Hay’dan gelen hayat
 Ceset olmakla son bulur mu
 Sallanmak Var Sarsılmak Asla
 Asanatlar "şiirden sinemaya"
Asanatlar "şiirden sinemaya" 

 
  
-Edip Cansever mi?
-Yok canım Hüseyin Kaya imiş…