Numan Arslan’ın 51. Kişisel Resim Sergisi

“Sonsuzluk Var ya”
 
Numan Arslan’ın
51. Kişisel
Resim Sergisi
Galeri Soyut’ta
 
Galeri Soyut, 9 – 28 Mart 2018 tarihleri arasında Numan Arslan’ın 51. kişisel resim sergisi “Sonsuzluk Var ya”yı sanatseverlerle buluşturuyor.
 
Numan Arslan’ın “Sonsuzluk Var ya” adlı sergisi 28 Mart’a kadar Galeri Soyut B salonunda görülebilir.
 
PROF. DR. ZUHAL ARDA
Numan Arslan’ın Resimleri Üzerine
 
Resim sanatında mitolojiler, ritüeller, kutsal nesneler, simgeler, kozmolojiler ve bunlara benzer kutsal olguların çeşitliliğinden çoğu sanatçının beslendiği kaynaklar olarak sözedilebilir.
 
Tüm dünyada bu böyledir. Sanatçının içinde yaşadığı toplumum ritüellerinden, geçmişinden, gelenek ve göreneklerinden etkilenmemesi ve beslenmemesi mümkün değildir.
 
Ağaç sembolü de bunlardan biridir. Kozmik ağaçlar, mitsel tanrısal sembollerdir ve evrenseldir. Bütün kültürlerde ağaç ile ilgili mitlere rastlamak mümkündür.
 
Ağacın kutsal sayılmasının nedeni tüm mitolojilerde, evreni bir biçimde somutlaştırmasıdır. Kozmos dev bir ağaçtır. Ağaç imgesi yalnızca evren’i değil, aynı zamanda hayatı, gençliği, ölümsüzlüğü, bilgeliği de simgeler.
 
Dinler ve mitolojiler tarihi, hayat ağaçları, ölümsüzlük ağaçları, bilgelik ağaçları, gençlik ağaçları anlatıları ile doludur. Tarihte çeşitli toplumlarda kutsallık kazanmamış bir ağaç yok gibidir.
 
Kutsal ağaç ya da Hayat ağacı motifi, mitolojilerde ana Tanrıça ile birlikte görülür ve kutsal gücü ifade eder. Tükenmez bereketin ve yeniden doğuşun simgesi olan kutsal kozmik ağaç, dünyanın merkezindedir.
 
İnsanlar soy mitleriyle ilgili inanışlarında, bu ağaçtan doğmuş bir atadan geldiklerine inanırlar. Kozmik ağaçlar dünyanın merkezinde bulunur ve üç kozmik bölgeyi, yani Gökyüzü, Yeryüzü ve Yer altını birbirine bağladığı düşünülür.
 
Çünkü ağacın kökleri yeraltına uzanmakta ve tepesi gökyüzüne değmektedir. Kozmik ağaç dünyanın merkezindedir ve bu üç dünyayı bir eksen gibi tutar. Tıpkı Kozmos gibi kozmik ağaç ‘da her yıl ilkbahar ayında kendini yeniler ve bu anlamda yeniden doğuşun sembolü olarak görülür.
 
“Hayat Ağacı dini kökenlidir. Hz. Adem ve Havva’nın Cennetten kovulmasına sebep olan; bazılarına göre elma ağacı, bazılarına göre incir, bazılarına göre ise nar olduğu söylenegelmiştir.”
 
Orta Asya’dan Orta Avrupa içlerine, Japonya’dan Amerika kıtasına ulaşan, yani bütün dünyayı saran bir efsane, bir mit, bir sembol olarak kabul edilmiştir. Bu yönüyle de evrenseldir. Hayat ağacı sembolü evreni; aslında cenneti, ölümsüzlüğü, yani ebediyeti, çoğalmayı, suyu, yağmuru, bereketi, soyu, yani soyları kullanıldığı yere göre simgeler.
 
Sanatçı Numan Arslan’ın resimlerinde de sonsuz bir gökyüzü altında bir ya da küme olarak resmedilmiş ağaçlar görülür. Resimlerinin zengin plastiği içinde bu ağaçlar, sanki resmin içinden fırlayarak evinizin önünde yanı başınızda izlemini verir…
 
Tesadüfü oluşturulmuş gibi duran gökyüzünde bulutlar ve ışık oyunlarıyla gerçekleştirilmiş engin bir sema izleyeni başka başka yerlere, hayal âlemine ama bir o kadar da bizden tanıdık bir semaya bakar gibi hissettirir.
 
Kontrollü tesadüfi olarak resmedilmiş bu engin semanın içinde yer alan en önemli öge bazen bir kartal, ama genellikle de bir ağaçtır… Yaşamın başladığı ya da yeniden başlangıçlara vurgu yaparcasına bir yönüyle geçmişe bağlar sizi, ama bir yönüyle de geleceğe…
 
Çünkü bir anlamda yeniden doğuştur bir yandan da köktür, geçmiştir… Toprağa bağlayandır. Soyluluktur.
 
Numan Arslan’ın ağaçları, gölgesinde dinlenmedir, meyvesinden, ağacından yararlanmaktır. Sevgiyle bağlılıktır. Yaşamdır yani. Tüm erdemiyle insandır.
 
O bu sonsuz gökyüzü altında simgesel olarak yer verdiği ağaçlarına, tüm insanlık onurunu yükler… Vardır, dimdiktir, onurludur, ayaktadır. Tıpkı Şair Nazım Hikmet’in dediği gibi “Yaşamak Bir Ağaç Gibi Tek ve Hür ve Bir Orman Gibi Kardeşçesine”.
 
Türk resim sanatı içinde biraz sürrealist biraz da dışa vurumcu olarak önemli bir yere sahip bu resimleri ile Numan Arslan’ın yurt içi ve yurt dışından birçok ressamı bir araya getirerek kültür alışverişi sağlamak gibi önemli bir misyonu yüklendiğini de söylemek yanlış olmaz.
 
Özellikle akademisyen kişiliği sona erip üniversitedeki görevinden ayrıldığından beri Türk sanatına bu şekilde katkı sağlaması takdir e şayandır. Resimlerindeki içtenlik, saygılı doğalcılığı, evrenselliği ile sanatçı kişiliği arasındaki uyum insanı şaşırtacak kadar benzerdir.
 
Türk Resmine yaptığı katkıları daha da artarak daha nice eserler kazandırması dileğiyle…
 
Numan Arslan; 1948 yılında Kırşehir’de doğdu. 1969 yılında Gazi Eğitim Enstitüsü Resim-İş Bölümü’nden mezun oldu. Milli Eğitim Bakanlığı’nın açmış olduğu sınavı kazanarak Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Resim-İş Bölümü’ne atandı. 1986 yılından 2015 yılına kadar Eskişehir Anadolu Üniversitesi Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü’nde öğretim üyesi olarak çalıştı.
Elliye yakın kişisel sergi açtı. Çok sayıda karma ve yarışmalı sergilere katıldı.Devlet Resim ve Heykel sergisinde 1977 yılında başarı ödülü, 1978 ve 1987 yıllarında satın alma mansiyon ödülü aldı. Müzelerde, yerli ve yabancı koleksiyonlarda eserleri bulunmaktadır. 2010 yılından itibaren Eskişehir Tepebaşı Belediyesi Uluslararası Sanat Çalıştayı’nın koordinatörlüğünü yürütmekte olup, ulusal ve uluslararası sanat çalıştaylarına katılmaktadır. Halen Eskişehir’deki atölyesinde çalışmaktadır.
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir