
"Ihlamurlar Açarken"
"Kırık Kanatlar"
Güngör Mazlum’dan
Mübadele Dönemi
Romanları
Eski belediye başkanı Güngör Mazlum ailesinden dinlediği mübadele döneminin zorluklarını "Suskun Güvercin", "Ihlamurlar Açarken" ve "Kırık Kanatlar" adlı romanlarında anlattı

Lozan Barış Antlaşması'na ek olarak 30 Ocak 1923'te imzalanan sözleşmeyle, Yunanistan'da güvenli yaşama imkânı bulamayan 500 binden fazla Türk, ana vatan Türkiye'ye göç etmek zorunda kaldı.
Edirne'de yaşayan, 1977-1980 arasında Edirne Belediye Başkanlığı yapan Güngör Mazlum'un ailesi de mübadele zamanında Selanik'in kuzeyinde Karacaabat bölgesindeki Sıbiska köyünden çıkarak, uzun bir yolculuk sonucunda Edirne'ye ulaştı.

Mazlum, mübadillerin büyük zorluklar yaşadığını söyledi.

Mazlum, sözleşmenin ardından ailesinin hazırlıklar yaparak Selanik limanına ulaştığını anlattı.
Yolculuğun çileli geçtiğini aktaran Mazlum, "Selanik Limanı bembeyaz çadırlarla dolu. Orada çadırlara yerleştiriliyorlar ve bir aydan fazla sıra bekliyorlar. En ekonomik ve en kolay yol deniz yolu olduğu için gemiler kullanılmış. Çoğu gemilerle Tekirdağ limanına geliyor. Bizimkiler Tekirdağ'dan kağnı ve öküz arabalarıyla Edirne'ye geliyor. Anne tarafım Meriç ilçesinin Serem köyüne yerleşiyor, babamlar Edirne'nin Kirişhane semtine yerleşiyor. Türkiye'de en fazla mübadil 40 bin kişiyle Edirne'ye yerleştiriliyor. Çünkü en çok Rum'un yaşadığı kentlerden biri Edirne olduğu için böyle bir durum tercih ediliyor. Rumların boşalttığı yerlere Türkler geliyor" dedi.

Ailesinin bir aya yakın metruk bir camide konakladığını dile getiren Mazlum, şikayetlerin TBMM'ye ulaşmasının ardından sorunun çözüme kavuşturulduğunu belirtti.
Mazlum, mübadillerin büyük bölümünün tarımla uğraştığını, kendilerine ekim yapabilecekleri arazi ve hayvan verilerek geçimlerinin sağlandığını hatırlattı.
Mübadillerin birinci neslinin bir kısmının iyi Türkçe bilmediğini ve farklı bir yerden geldikleri için uyum sorunları yaşadığını anlatan Mazlum, "Birinci nesil kayıp bir nesildi, ancak ikinci nesil sosyal yönden çok gelişti. Birinci nesil kayıptı, geçim sıkıntıları yaşadılar ve büyük ıstırap çektiler. İkinci nesil kimseye muhtaç olmadan kendilerini geliştirdiler ve kültürel yönden gelişim yaşadılar." diye konuştu.
Mazlum, mübadele dönemiyle ve sonrasında yaşananlarla ilgili araştırmalar yaptığını ve yeni nesillere aktarabilmek için romanlar yazdığını söyledi.
Dönemin zorluklarının ve acılarının hafızalarda yaşadığının altını çizen Mazlum, "Annem ve babam nasıl acılar çektiler, neler yaşadılar, onları biz küçükken çok anlatmazlardı. 'Biz zaten yaşadık, en azından çocuklarımız üzülmesin' düşüncesiyle anlatmadıklarını düşünüyorum. Ben belli bir yaşa geldikten sonra anlatmaya başladılar ve ben de bu arada araştırma yapmaya başladım. Büyüklerimi konuşturmaya başladım. Anneannemi, babaannemi ve birinci kuşak mübadilleri konuşturdum. Çok güzel notlar aldım ve romanlarımda bunları işledim. Bazen duygulanıyorum, romanlarımı yazarken ağladığım bile oluyor. Atalarımızın acı günlerini anlatmaya çalışırken duygu dolu anlar yaşıyorum. Kalbimizi koyuyoruz o romanların içine" dedi.
Mazlum ayrıca 22 yıl önce kurulan ve üyesi olduğu Lozan Mübadilleri Vakfı'nın mübadillerin kültürel değerlerine sahip çıkmak ve yaşatmak için çalışmalar yaptığını da söyledi.