Sait Faik Vefat Yıldönümünde Anılıyor

Abasıyanık Vefat Yıldönümünde Anılıyor

Abasıyanık Vefat Yıldönümünde AnılıyorTürk Edebiyatının
Yalnız ve Hüzünlü
Öykücüsü
Sait Faik Abasıyanık
Vefat Yıldönümünde
Anılıyor
 
Türk edebiyatının yalnız ve hüzünlü öykücüsü Sait Faik Abasıyanık vefat yıldönümünde anılıyor
 
"Semaver", "Şahmerdan", "Kumpanya" ve "Alemdağda Var Bir Yılan" gibi birçok esere imza atan Sait Faik Abasıyanık, vefat yıldönümünde anılıyor.
 
Abasıyanık Vefat Yıldönümünde Anılıyor"Uçurtmalar" adlı ilk öyküsü 9 Aralık 1929'da Milliyet gazetesinde yayımlanan Sait Faik Abasıyanık, yaşamı boyunca çok sayıda öykü, roman, şiir ve çeviriye imza attı.
 
Abasıyanık, yemek borusu kanamasıyla başlayan kan kaybı nedeniyle komaya girmiş ve 11 Mayıs 1954'te vefat ederek Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedilmişti.
 
Sait Faik Abasıyanık; 23 Kasım 1906'da Sakarya'da dünyaya geldi. Abasıyanık, ilköğrenimini yabancı dilde eğitim veren Rehber-i Terakki okulunda bitirdi.
 
Abasıyanık Vefat Yıldönümünde AnılıyorYazı hayatına şiirle başladı ve Adapazarı Lisesinde okurken "Hamal" isimli ilk şiirini kaleme aldı. Abasıyanık, daha sonra İstanbul Erkek Lisesine gitse de meşhur "iğne hadisesi" nedeniyle 1925'te arkadaşlarıyla birlikte okuldan atıldı.
 
Eğitim hayatına Bursa Lisesinde devam eden Abasıyanık, ilk öyküsü "İpekli Mendil"i edebiyat dersinin ödevi olarak burada kaleme aldı.
 
Asıl ününü öykülerle elde eden usta edebiyatçının ilk yayınlanan hikâyesi "Uçurtmalar" 9 Aralık 1929'da Milliyet gazetesinin sanat sayfasında okurlarla buluştu.
 
Abasıyanık Vefat Yıldönümünde AnılıyorUsta yazar, ekonomi eğitimi almak üzere 1931'de babasının isteğiyle gittiği İsviçre'nin Lozan kentinden kısa bir süre sonra Fransa'ya geçti. Grenoble Üniversitesi Edebiyat Fakültesinde eğitimine devam etti. Fransa'daki düzensiz ve bohem yaşamı sebebiyle babası tarafından geri çağrıldı. Abasıyanık, öğrenimini yarıda bırakarak 1934'te İstanbul'a döndü.
 
Sonrasında Halıcıoğlu Ermeni Yetim Okulunda 6 ay kadar Türkçe ders verdi. Abasıyanık, babasının teşvikiyle başladığı ticarette de başarılı olamadı.
 
1934-1940 arasında "Varlık", "Ağaç", "Servet-i Fünun", "Uyanış", "Ses", "Yeni Ses", "Yaprak", "Yenilik" gibi dergilerde yayınlanan öyküleriyle edebiyat dünyasında ses getirdi.
 
İlk kitabı "Semaver", Remzi Kitabevi tarafından baskı maliyetini babasının karşılamasıyla yayımlandı. Abasıyanık, ilk kez 1937'de "Kurun"da ve ardından 1940'ta "Varlık"ta yayımlanan "Çelme" öyküsü sebebiyle, Askeri Mahkeme'de yargılandı. Dava sonucunda beraat etti.
 
Abasıyanık, babasını ağır bronşitten dolayı 1938'de kaybetmesi üzerine kışları Şişli'deki evde, yazları ise Burgazada'da annesiyle birlikte yaşamaya başladı.
 
"Yazmasam deli olacaktım"
 
"Sarnıç" kitabı 1939'da, "Şahmerdan" kitabı 1940'ta Çığır Kitabevi tarafından yayımlandı. Abasıyanık, yazmayla arasındaki ilişkiyi "Haritada Bir Nokta" öyküsünde şu sözlerle aktarmıştı:
 
"Söz vermiştim kendi kendime. Yazı bile yazmayacaktım. Yazı yazmak da bir hırstan başka ne idi? Burada, namuslu insanların arasında, sakin ölümü bekleyecektim. Hırs, hiddet neme gerekti? Yapamadım. Koştum tütüncüye. Kalem, kağıt aldım. Oturdum. Adanın tenha yollarında gezerken canım sıkılırsa küçük değnekler yontmak için cebimde taşıdığım çakımı çıkarttım. Kalemi yonttuktan sonra tuttum öptüm. Yazmasam deli olacaktım…"
 
Yazarın 1944'te yayımlanan "Medar-ı Maişet Motoru" adlı romanı asılsız bir ihbar üzerine toplatıldı. Hikâye ve diğer yazıları "Milliyet", "Kurun", "Vakit" gazeteleri ile başta "Varlık" olmak üzere "Ağaç", "Büyük Doğu", "Yücel", "Yeni Mecmua", "Servet-i Fünun", "İnkılapçı Gençlik", "Yürüyüş" ve "Yedigün" dergilerinde yayımlandı.
 
"Haber-Akşam Postası" gazetesi için 1942'de bir ay kadar mahkeme muhabirliği yaptı. Abasıyanık, bu süreçte 28 mahkeme röportajı yazdı. Bu yazılar 1956 yılında, Varlık Yayınları tarafından "Mahkeme Kapısı" ismiyle kitaplaştırıldı.
 
Usta öykücünün Mark Twain Cemiyeti'ne fahri üye seçilmesi üzerine yazar Yaşar Kemal, onunla yaptığı röportajın girişinde şu ifadelere yer vermişti:
 
"Akşamüstleri Tünel'den Taksim'e doğru sol kaldırımdan yürürseniz, gözünüze dalgın, siyah gözlüklü, yüzü kederli ama müthiş kederli-yüzündeki keder besbellidir, elle tutulacak gibi, yüzde donup kalmıştır-, pantolonu ütüsüz, ağarmış saçları kabarmış bir adam çarpar. Bu adamın, bu Beyoğlu kalabalığı içinde bir hali vardır ki (daha doğrusu her hali) size bu koskocaman şehirde yalnız, yapayalnız olduğunu söyler. Bu neden böyledir? Orasını kimse de bilmez. Bazı adam vardır, insan yüzünde sırf hınç, kin okur. Bazısında gurur, bazısında neşe, bazısında bayağılık, aşağılık… Bu adamın üstünden başından da yalnızlık akar. Bir de bu adama, Kadıköy İskelesi'nin kanepelerinden birine oturmuş, heybeli köylüleri, çıplak ayaklı serseri çocukları, hanımefendileri seyrederken rastlarsınız. Bu adam hikâyeci Sait Faik'tir."
 
Siroza yakalandı
 
Yaşadığı düzensiz hayat ve alkol düşkünlüğü nedeniyle 1945'te rahatsızlanan ve vaktinin çoğunu Burgazada'da geçirmeye başlayan Abasıyanık'a, 1948'de kesin siroz teşhisi konuldu.
 
Abasıyanık, 1951'de tedavi için Paris'e gitse de tetkikler için 15 gün orada kalması gerekirken 5 gün sonra Türkiye'ye döndü.
 
Merkezi Amerika'da olan Mark Twain Cemiyeti tarafından 1953'te şeref üyeliğine seçilen yazar, 5 Mayıs 1954'te ani bir krizin ardından hastaneye kaldırıldı.
 
Abasıyanık, yemek borusu kanamasıyla başlayan kan kaybı nedeniyle komaya girdi ve 11 Mayıs 1954'te vefat ederek Zincirlikuyu Mezarlığı'na defnedildi.
 
Yaşamı boyunca hiç evlenmeyen yazarın ölümünden sonra annesi Makbule Hanım, 8 Kasım 1954'te hazırladığı vasiyetinde mal varlıklarının çoğunu, yazarın eserlerinin telif haklarını ve Sait Faik Abasıyanık Müzesi yapılması koşuluyla Burgazada'daki köşkü Darüşşafaka Cemiyeti'ne bıraktı.
 
Darüşşafaka Cemiyeti, kendilerine 1964'te intikal eden bu vasiyete sahip çıkarak, Sait Faik Abasıyanık Müzesi adıyla 22 Ağustos 1959'da halka açılan evin bakım, onarım gibi sorumluluklarını üstlendi. Vasiyetinde, oğlunun adına her yıl bir hikâye armağanı verilmesi şartını da koşmuş olan Makbule Hanım'ın bu isteği de 1964'ten bu yana Darüşşafaka Cemiyeti tarafından yerine getiriliyor.
 
Eserleri
 
Öykü
Semaver (1936)
Sarnıç (1939)
Şahmerdan (1940)
Lüzumsuz Adam (1948)
Mahalle Kahvesi (1950)
Kumpanya (1951)
Havuz Başı (1952)
Son Kuşlar (1952)
Alemdağ'da Var Bir Yılan (1954)
Az Şekerli (1954)
Tüneldeki Çocuk (1955)
 
Roman
Medar-ı Maişet Motoru (1944, ikinci baskı 1952'de "Birtakım İnsanlar" adıyla)
Havada Bulut (1951)
Kayıp Aranıyor (1953)
 
Şiir
Şimdi Sevişme Vakti (1953)
 
Çeviri
Yaşamak Hırsı, Georges Simenon (1954)
 
Röportaj
Mahkeme Kapısı (Adliye röportajları) (1956)
 
Diğer
Balıkçının Ölümü-Yaşasın Edebiyat (1977, derleyen Muzaffer Uyguner)
Açık Hava Oteli (1980, Konuşmalar-mektuplar derleyen Muzaffer Uyguner)
Müthiş Bir Tren (1981, derleyen Muzaffer Uyguner)
 
Abasıyanık Vefat Yıldönümünde Anılıyor

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir