ALPER GENCER
 Salıncaktan Düş
 hepimiz kabullenmenin
 sırasına giren itirazlarız
 başta
 yaşamak
 üzere
 sonu olan şeylere düşmanlığımız var
 unutman yaralıyor hatırımda kalanı
 mazine kastediyor yarını planlaman
 büyük bir azimle belleğinden sildiğin
 her üç anıdan biri kadavra çıkar
 alnımdan başlayarak yoruyorsun ya beni
 giderek altında kalıyorsun yemininin
 rüyadan gayrı çaremiz de kalmamış
 iki kere iki dört ise bu bendeki beş kimin
 iki lafın belini arzuhalle dert edip
 gözlerini indirsek çağdaş koşan atlardan
 hamamlar zihinleri eşitlikten paklasa
 keselense bir dünya faşist olan sırtlardan
 şöyle seni yalvarıp nefsinden gayrı bana
 bana bir şarkıya başlar gibi dur
 rüyayı parçalayan alarmı sustur
 koy elini avunan yıllarının üstüne
 kazandım dediğine bir yitim uydur
 bütün gelecekler yaşandı ve bitti
 doğar doğmaz başlayan ölümünü al
 dağılan geçmişine şimdiyle tuttur
 sonu olmayan bir binek istiyorsun
 ya da hiç başlamasın eğer ki bitecekse film
 işte ömür binmiş ölüme
 birlikte iki resim daha çektirdik diyelim
 bileti yananların dünyasında ava hazırlanan iki at daha
 kendini ateşe vermiş bir fitil
 kirden etmeye niyetli derimizi
 ensemizde tek bir tüy kalmayana dek
 ölmeyi bilmeyen meşgaleler çevreler cevrimizi
 şu güzel renklerin arasından bir renksin
 varsa ipotek altına alınmayan bir yanım
 vallahi o da sensin
 bana ait değilsin bana dairsin
 ağır bir sicil gibi duruyorsun ayıplarımda
 şimdi masif bir kanama olarak
 bizi anons ediyorlar bütün radyolarda
 büyük bir kanama sevinci içerisinde
 iknaya yanaşmıyor arterlerimiz
 işte o faydasız terlemenin sonunda
 yine bir kabullenmenin eşiğindeyiz
 bizi anons ediyorlar ölmekteymişiz
 ne ara ayrılığın adamı olduk
 ne ara direndik kavuşmaya biz
 ah şu cemiyet hayatı da olmasa
 sahiden yaşıyoruz zannedeceğiz
 ve elbet sırası geldiğinde ki gelir
 artık bizim olmayan camilerden bir sala
 artık bizim olmayan bir cemaat toplanır
 artık bizim olmayan bir imamdan kıraat
 artık bizim olmayan bir cenaze yoklanır
 üç kez iyi bilirdik üç kere helal olsun
 sonra biner dünyanın tek vesaiti tabut
 birer yoldaş gibi omuzlaşan dostlara
 huzur mu demiştik buyuralım buyuralım
 dünyanın en rahat yatağı bir toprağa
 elbet sırası geldiğinde ki gelir
 tok kalkmaktan geçenler meydan okur açlığa
 şu kalbime dert diye yuva yapan kim
 acı olmayan gerçek ne içindir ne için
 biz böyle miydik sen hiç böyle miydin
 yönümüzü rüzgar ile değiştiren kim
 insan söylediği şarkılara borçlanıyor ya
 biz de yaşamak kadar içindeyiz özlemin
 demli çay yok burada dünyaya sallamayız
 ölüme karşı hepimiz birer çuvallamayız
 Asanatlar "şiirden sinemaya"
Asanatlar "şiirden sinemaya" 

