SITKI CANEY 
 Kederin Kaderle Yarıştığı, "Suyun Gölgeye Karıştığı"
 "elbette bu bir akademik/bilimsel şiir analizi yazısı değildir, sadece benim hissettiklerimdir'"
 Suskunluğun söz ile barıştığı;
 Eğer benim gibi bir şiir tiryakisi iseniz bütün zamanlarınız boyunca biriktirdiğiniz bütün suskunluğunuzu yanınıza alarak şiir dolu/su bu kitabın sayfalarında yeni bir yolculuğa çıkabilirsiniz.
 kervanlara karışarak geldim çöllerin
 teninden sona doğru, boynumdaki muskayla
 geçtim usulca haramilerin kıyısından. ki,
 herkes kendiyle mahşerken  o uzak yollarda;
 gökte gün ışırdı, yerde esrar muhacirleri…
 mısralarıyla başlıyor kitaba da adını veren uzun soluklu "Suyun Gölgeye Karıştığı" şiir…
 Şiir dolu/su bu kitabın şairinden, Okan Alay'dan ayrıca uzun uzun söz etmeye gerek yok çünkü yol boyunca şair size eşlik edecektir, yol boyunca kendisiyle gönlünüzce söyleşebilirsiniz. İlk sözcükten başlayarak bütün mısralarda sözcüklerin nasıl  şiire dönüştüğünü, böylece yani şiirin o güçlü büyüsüyle, şairin kanayan yüreğiyle bütün zamanların bütün suskunluklarının kanayarak da olsa nasıl söz ile barıştığını görebilirsiniz.
 yol; yazgımın yadigârı, mührü yılgın ömrümün.
 nereye gitsem yalnızlık, hep lâl dudaklar. kimle
 konuşsam suskunluğun sesi kanıyor dilinde. ve sonra
 şavkı vuruyor yüzüme hüznün. ufukta akşam ağarken
 diyor çünkü şair.
 Sonra, Kürtçenin ben diyeyim en güzel sevda destanıyla siz deyin en güzel aşk masalıyla karşılaşabilirsiniz, hatta;
 mem ağlar, kara bir güle döner zin, ve bir selâ okurdu
 botan'da yedi müezzin.
 mısralarını okurken gönlünüzce ağlayabilirsiniz.
 çünkü;
 su tükendi, kurudu göl, balçığa kaldık, artık ertelenmiş
 bir aşkız, ertelenmiş bir aşk!..
 diyor şair "Suyun Gölgeye Karıştığı" şiirinin sonunda…
 Düş Gergefi'nde kalplere yağmurun bulaştığı;
 Her ne kadar "su tükendi" dese de şair,  şiir su gibi akmaya devam eder sayfalar boyunca;
 aşkın esrarından yürürken gaibe doğru…
 Artık her sözcük hatta her harf bütün yaralı kalplerden oraya düşmüş ayrı ayrı birer nakış gibidir kalplere yağmurun bulaştığı Düş Gergefi'nde.
 sesimden rahvan ezgilerle düştü yağmurun
 terli göğsüne şiir. kalbim ellerinde süheyla
 bulut. ve gecenin duvağında yüzüne meftun duran
 ipil leylaklar. ah suyun şavkı vurur ömrüne
 der şair ve  devam eder Düş Gergefi'nde yağmurun terli göğsüne kanayan kalplerden şiirler düşürmeye, acılara gömülen bütün sessizlikleri, bütün çığlıkları bütün hıçkırıkları bütün karanlıkları çıkarıp en derinlerden.
 nereye dönsem; karanlık ve sessizlik…
 derken bile…
 Gam sularının Hüzün Mahzeni'nden taştığı,
 Sonra büyük bir Hüzün Mahzeni'nde bulursunuz kendinizi, yani yaşadığınız dünyada,  kendi hayatınızda bulursunuz kendinizi,  gam sularının Hüzün Mahzeni'nden taştığı o şiirler boyunca… Şairle birlikte sorgularsınız hayatı dünyayı, var olmayı, ölümü, sevdayı ve şairle birlikte hissedersiniz her mısrada hayatın, bu dünyada olmanın büyük hüznünü, şairle birlikte söyleşirsiniz tanrıyla…
 yüzümde kırık ayna hüznüyle geçtim
 muradın bulanık sularından. şimdi
 marazlıyım tutunduğum hayatın koynunda.
 bak, nüksetti kalp sızım, gitsem, gitsem uzağına
 anın. Tanrım, bilirsin halimi, ki bir rüyadan
 arta kalan bu yadigâr vehmimi.
 bilirsin beni…
 dersiniz şairle birlikte ve hissedersiniz sizin de kalp sızınızın nüksettiğini… Artık siz de itiraf edersiniz şair gibi;
 tarife uymuyor halim, yaşadığım
 kendimi kemirdiğimdi, onca kıygın hatıralar,
 yanılgılar. boğazımda düğümlenen kuşkularla
 savruldum. kalbim başkalarının yasıyla 
 kilitliyken onca zaman. ah kadim bir hüzünle
 yaşıyorum.
 dersiniz…
 Kederin kaderle yarıştığı;
 Aslında şiir dolu/su bu kitabın bütün sayfalarında bütün mısralarında bütün sözcüklerinde hatta bütün harflerinde  yüzyıllardır herkesin kendince hissettiği sevgi gibi nefret gibi evrensel bir duygu olan keder'in yine yüzyıllarca herkesin kendince yorumlamaya anlamaya çalıştığı kader'le  yarıştığını  söylesem "abartıyorsun ve su üstüne yazı yazıyorsun boşuna" diyenler çıkabilir ama yazının başında da  dediğim gibi  "elbette bu bir akademik/bilimsel şiir analizi yazısı değildir, sadece benim hissettiklerimdir'"
 Evet,  kalbi olan herkes gibi siz de hissedeceksiniz ki bu şiirler, kederin kaderle yarıştığı şiirler. Ömür Penceresi'nden bakarken;
 sokaklara ay birikince.
 hissedeceksiniz bunu.
 Yadigâr
 bir saklı vakitten…
 aşktan yadigar
 Kül ve Ömür ile
 Mülteci olurken
 gizemlerin sağnak yağdığı
 bir iklimin dik çehresinde
 hissedeceksiniz bunu.
 Turuncu bir
 Sabır ile
 Ezgin Bir Şarkı söylerken
 Çabakçur'da Kar
 hissedeceksiniz bunu.
 İşte bu benim
 Hâl / im
 gördüm kederi 
 hüznün kemiren yalnızlığını
 Işık ve Gölge arasında
 Akıp Giden
 faniliğin burgacında
 bir ateşe yanmak yerine
 bak,
        gülümsüyor
                                aşk!..
 diyeceksiniz.
 hissedeceksiniz bunu.
 Velhasıl kelam… Bu şiirler;
 suskunluğun söz ile barıştığı,
 Düş Gergefi'nde kalplere yağmurun bulaştığı,
 gam sularının Hüzün Mahzeni'nden taştığı,
 kederin kaderle yarıştığı,
 Suyun Gölgeye Karıştığı, şiirler…
 ________________________________________________
 Bu yazı 8. Haziran 2014’de yazıldı,  yaklaşık 2 yıl sonra şimdi ilk kez yayınlanıyor
 Asanatlar "şiirden sinemaya"
Asanatlar "şiirden sinemaya" 


 
  