Hece Taşları Dergisinin 68. Sayısı

Hece Taşları Dergisinin 68. SayısıHece Şiirleriyle
Dolu Dolu 
 
Hece Taşları
Dergisinin
68. Sayısı Çıktı 
 
Tayyib Atmaca’nın Genel Yayın Yönetmenliğindeki yine hece şiirleriyle dolu dolu olan Hece Taşları dergisinin 68. sayısı çıktı
 
Bu sayıda şiirleriyle, yazılarıyla yer alan isimler:
 
Tayyib Atmaca, Tacettin Şimşek, Dədə Şəmşir, Mehmet Durmaz, Cemalettin Gündoğan, Mustafa Özçelik, Turan Çakmak, Hatice Ayşe Hasan, Erhan Çamurcu, Hüseyin Zarar, Kadir Karaman, Vahid Aslan, Süleyman Aydemir, Zərəngiz Dəmirçi Qayalı, Mehmet Baş, Fatih Kandemir, Metin Özarslan
 
“Hece Taşları” dergisinin 68. sayısında yer alan Tayyib Atmaca’nın “Ruh Yarasıyazısını ve Mehmet Baş’ın “Dağlar” şiirini tadımlık olarak alıntıladık, aşağıda okuyabilirsiniz.
 
TAYYİB ATMACA
Ruh Yarası
 
Anne neredesin ruhum kanıyor, babam da gelmiyor rüyalarıma, yaşadığım ömrün çeyreği kadar, bir hayata dayanamaz bu kalbim, her gün korkum biraz daha büyüyor, çile tezgahında gam dokuyorum, gözümde küçülüp duruyor dünya, baktığımı tanımıyor gözlerim, yoksulluk günlerim bundan güzeldi, avcumun içinde kuşları yemler, yerin göğün sahibine salardım, yatarken tadına varırdım şükrün, yarınların hesabını yapmazdım, her sabah kuşlarla birlikte kalkar, nasibin peşinde kanat vururdum.
 
Annen baban bacıların yok artık, uzaktaki ağabeyin de aramaz, sen ona ulaşmak istediğinde, bir karaçalıya takılır sesin, gözün ufukların ardına bakar, gönlünün önünden çocuklar geçer, torunların el sallarlar uzaktan, koca evde tek başına yaşarsın, ağzında bir ağıt tutuşur bazen, gözlerine çöker karabulutlar, herkes yatağına çekildiğinde, pencerene konar yağmur kuşları, ikide bir telefona bakarsın, sen ararsın seni aramayanı, ağzının içinde dolaşır kahır, sesinde bir sitem çiçeği açar, toprağın rengine yaklaşır yüzün.
 
Ben mi serzenişte bulunuyorum, yoksa yaşlananlar çok mu konuşur, susarak ne kadar çığlık kopardım, kaç kere çığların altında kaldım, bağırdım sesimi yüreğin duydu, donmak üzereyken sevgin yetişti, böyle böyle savdım kaç kara kışı, kaç bahar yaşadım aklımda değil, ben mi hızlı koşuyorum ruhum mu, kim kimi geçiyor bilemiyorum, her gün biraz daha hayatın yükü, ağırlaşır ama yollar kısalmaz, erdemlerimizin içi boşalır, söz cevize benzer içi bahtıma, herkes beni kırar sen kıramazsın, kemirir dururum kendi kendimi.
 
Anne benden önce bu gezegeni, terk edip gitmeyi aklına koyma, sen gidersen kendim berdar ederim, yakama asılır kimsesizliğim, kaşıyıp dururlar yaralarımı, kaldıramam acıların yükünü, her gece körkütük sarhoş olurum, ayaklarım birbirine dolaşır, pencereden bakan camdan dostların, kahrını çekecek gücüm tükenir, sessizliğe gömülürüm gidersen, içim nasıl daralıyor bir bilsen, gece namazına beni de kaldır, avcumuzda uçurunca kuşları, başımı sinene koyduğum zaman, sancılarım akıp gitsin toprağa.
 
MEHMET BAŞ
Dağlar
 
Bu dağlar bizim dağlar
Kalmadı izim dağlar
Sarpa sardı yollarım
Kırıldı dizim dağlar
 
Bu dağlar ala dağlar
Ruhumda kala dağlar
Sabahın seherinde
Düşerim yola dağlar
 
Bu dağlar kara dağlar
İçimde yara dağlar
Sığınırım gölgene
Düşürme dara dağlar
 
Bu dağlar taşlı dağlar
Gözleri yaşlı dağlar
Kirpiklerin ok durur
Oy hilal kaşlı dağlar
 
Bu dağlar karlı dağlar
Eteği narlı dağlar
Tutuşur ateş olur
Gecesi zarlı dağlar
 
Bu dağlar gülüm dağlar
Yokluğu ölüm dağlar
Konuşamam bir türlü
Lal olmuş dilim dağlar
 
 

BIR YORUM YAZIN

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir